Bu hafta  sizlerle deprem bölgesinden  Hatay / Antakya izlenimlerini paylaşıyorum. İzlenim  değil, her biri bir fotoğraf karesi, o insanların ‘sesi/sözü.

Buyrun…

*Geride 3 ‘’iz’’ kaldı:  Atatürk Heykeli, Müze Oteli  ve Eski Müze  Binası. Antakya ‘’ hayalet şehir’’ haline dönüştü. Eski Çarşı’mız yokoldu, gitti. Ölen bir şehir şehir yeniden kurulur ama  ruhu yerine gelmez ki? Hatay Cumhuriyet Meclisi’ni  geriye kim getirecek ki?

*50.000 ölü var  deniyor…. Oysa sadce  Hatay’da sayı bu kadar.  Bu sayı 200 bindir. Ama denemez…Denmiyor, zira o zaman bu deprem için ‘’ cinayet’’ denecek.

*Galiba bu ‘’ tasarlanmış bir cinayet’’. 3 gün gelmeyerek , insanların bağıra bağıra ölmesine göz yumdular….

*Bir ‘’cinayet’’ işlendi, şimdi de deliller ‘’ yok’’ ediliyor.Bu yüzden insanlar molozlara  bile yaklaştırılmıyor, failler ise ortada.

*Ekilen tohum  başak verdi, deprem ‘’ liyakatsizler yönetimini ‘’ gözler önüne serdi. Al birini, vur ötekine…Hepsi aciz. Kimse sorumluluk üstlenmiyor,  talimat bekliyor.

*Bir ‘’parola’’ var ortada söylenen: Hatay’lıysan buradan git… Kimlik No’su ‘’99’’ ile başlayanlara  burada ‘’kal’’…. Bu, demografik bir operasyondur, bölgeyi sünnileştirme gayretidir.

*Ortada  AFAD / Kızılay çadırından çok ‘’ dayanışma çadırı’’ var. Gönüllüler  aş pişirmese  vatandaş aç kalacak…

*Evrenin 4 bir yanından dayanışma kanatları çırpıyor, insanlık sağolsun.

*İstanbul BŞ Belediyesine helal olsun… 3500 insanıyla canla başla çalışıyorlar.

*Ters uçlu 2 örnek : Evet çapulcular / fırsatçılar var ama   penceresinden girdiği Migros’a ‘’Borcum neyse ödeyeceğim ’’ diye pusula bırakanlar da var.

*Sağda-solda duvarlara  asılmış ‘’ Kayıp İnsan ‘’ duyuruları  kendimizi aldatmak için… Bir ‘’umut’’ belki geri  döner, gelir.

*Kimsecikler ‘’Ne gerekiyor?’’ demedi. Oysa  sanayinin çarkları dönmeli, derdimiz bu… Bir vergi ve sigorta ertelemesi bile bunu sağlardı.

*’’Dağıtamazsın / Yapamazsın/ Giremezsin ‘’ en sık duyduğumuz buyruklar.

*Şimdi de  devlet ziyaretleri dönemi başladı….  KKTC’den Ersin Tatar 40. günde 40 araçlı kafileyle   Antakya’ya geldi.

*Büyük sorunumuz ‘’ çocuklar ‘’…. Okullar tatil ediliverdi. Şimdi ne olacak ? Bir neslin  5 yıllık ilkokul yaşamında 2.5 yıl fiilen yok.

*’’Hatay Ortak Meselemiz Platformu’’ kuruldu. Yeniden inşanın ancak  ‘’ katılımla’’ mümkün olduğunu  göstermek istiyoruz.İlk elde bir ‘’ İhtiyaç Web’’i oluşturarak  bir ‘’ yardım köprüsü ‘’ kurmak istiyoruz… Bunu başaracağız, umutluyuz, insan geçmişini değil, geleceğini yaşar.

*Yakınlarda bir ‘’referendum’’ yapılacak: Ya ‘’ yaşamaya’’ ya da ‘’ölmeye’’ karar  vereceğiz.

Ama benim sonsözüm: Deprem  anlatılamaz, söz ile yaşanır…

Yaşar Kemal ustamız ise  ‘’Ağacın Çürüğü ‘’bir yerinde şöyle der :İlkin  söz vardı, sonunda da söz olacaktır.Çünkü söz insanın kendisidir. İnsanın kanıdır.Gücünü de işte buradan alır.