29.04.2023

Sol popülizm neden bir proje olmalı?

Ne denli ‘’ nefret dili ‘’ nin egemen olduğu bir seçim dönemi yaşıyor ülkemiz… Bu dil bir ‘’çözümsüzlük ifşası‘’dır. Oysa öyle mi?

Sağ ve sol karşıtlığının artık geçersiz olduğunu  savlayıp,  merkezde oydaşma ( konsensüs ) öneren günümüz  yaklaşımı  halkı siyasete  yabancılaştırıyor.

Böylesi bir ortamda radikal bir  demokrasi  mücadelesi mümkün mü ?

Bu alanda   yaptığı çalışmalardan tanıdığım Westminster Üniversitesi’nden  Profesör Chantal Mouffe  ‘’Sol Popülizm’’( İletişim yayını, çev. Aybars Yanık)  başlıklı eserinde  bu sorunun cevabını arıyor ve ‘’ Evet, var !’’ diyor. Yazar,otoriter rejimlerin yükselişi  ve (hatta) yerleşmesine  karşı, demokratik bir düzenin inşa edilmesinin olanaklı olduğuna işaret ediyor. Projesini  ‘’Demokratik  radikalleşmeyi hedef alan bir devrimci reformizmi savunuyorum’’ sözleriyle anlatıyor.

Mouffe, popülizmi bildiğimiz anlamının dışında kullanıyor. Mevcut düzen içinde  halk yardakçılığı yapmak, o demese de ‘’sağ’’ popülizm. Oysa onun popülizmi,  ezilenleri ve kaybedenleri seferber  etmek için başvurulan söylemsel  bir strateji. O bunu ‘’sol popülizm’’ olarak tanımlıyor. Bununla 2 yeni açılım getiriyor: İlki, mevcut düzenin karşısında  halkın hegomonya alanını kurmak. Bunu yaparken, mevcut düzeni yıkmayı  değil ama  yeni bir açılım getirerek çözümsüzlüğü red ediyor. Demokrasiyi  yıkmayı değil, yenilemeyi  istiyor.  ‘’Biz ve Onlar ‘’ ayırımını  ‘’antagonistik ‘’ (düşmanlar arasında mücadele) olmaktan çıkarıp ‘’agonistik ‘’(hısımlar arası mücadele) konusuna dönüştürüyor.

Neoliberal hegomonya süreci yaşanmaya devam ederken, yaşanan demokrasi ve iktisadi dönüşümler Makyavel’e ait bu ‘’populist moment’’ in özünü oluşturuyor.

Bu proje yeni bir düzen oluşturmaktan çok, hegomonyaya karşı bir başkaldırının ve çözümün mümkün olduğunu anlatıyor. 

Neoliberalizm  tüm ‘’sol’’ popülist politikaları ‘’gayrimeşru ‘’ olarak ilan eder, yok sayar.  Tüm alternatifleri toprağa  gömer… Sonra, merkezde ortaya çıkan bir politik  figürü ( Örnek : Macron)  size çözüm olarak dayatır. Oysa ‘’sol’’ popülizm bir etiket değil, bir siyasal strateji. Demokratik zeminde sorunlara karşı geniş bir platform üstünde çözümler üretmeye  hedefler.

Kuşkusuz bunun önemli bir ön-koşulu var: Yurttaş, kendisini, kendine ait hissedecek ve öyle  davranacak.  Yurttaşlık   bir ‘’ statü ‘’ değil.  İşte bu  yurttaşlar ‘’ortak iyiyi yaratmak’’ ve bir demokrasiyi yeniden kazanmak için bir mücadeleye girişiyor. Bu yeni ‘’ ufuk çizgisi ‘’nde demokrasinin biçimi de çoğullaştırılıyor.

Sol popülist strateji, dikey değil, yatay boyutlu, geniş cephe oluşturması gerekiyor. İşte bu  birleşik cephe bir dizi demokratik talebi birleştirip  ‘’bir ortak irade’’ yaratıyor. 

Günümüzde demokrasi ile vahşi neo-liberalizmin birlikte yaşaması artık mümkün değil. Böyle olunca ,siyasal liderlik esaslı    ‘’otoriter çözümler ‘’ dayatılıyor. Oysa  ‘’ ben ya da milli görüş cephesi ‘’ dayatması yerine, bir alternatif çözüm mümkün.

’Siyasal  Sistemler / Sağ ve Sol  / Çareler Öldü !’’ in pazarlandığı bir çağdayız…. (Örnek : Fukuyama ve ‘’Tarihin Sonu’’ tezi).                  

Millet İttifakı’nın ‘’Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi‘’nin ‘’özgürlükçü  demokratik hukuk  devleti  hedefliyoruz ‘’ öngörüsüne ulaşmada  ‘’Sol Popülizm Projesi‘’ çözüm üretmek adına’’ yaratıcı yeni başlıklar getiriyor.

Yaşar Kemal  büyüğümüz diyor ki :  Yenilmedi,yenilmeyecek, yaşam yenilmeyecek.

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar