30.07.2022

Uzun zamandır iş dünyası sattığı malı yerine koyamıyor

Ülkemiz güçlü bir ülke, 5 yılda bir ülke ekonomisi kriz yaşamakta ekonominin kurallarının uygulanmasıyla istikrar oluşmaktaydı.

Şimdi ise tüm ekonomistlerin bu krizin uzun sürmesinin nedeninin ekonominin kurallarının uygulanmaması olduğunu söylerken gereksiz ekonomik bedelleri ödemeye maalesef devam ediyoruz. Ülkemiz ekonomisi son 4 yıldır yüksek enflasyon ve döviz kurlarının gölgesinde çıkış yolu aranmaya ve ekonomi düzlüğe çıkana kadar paketler açıklanmaya devam edecek. Ülkemizde iş dünyasında sermaye yetersizlikleri bilançolara yansımaya başladı. Her yeni yıl ümidimiz ve umudumuz daha iyi olacağı yönünde iken her yıl maalesef geçen yılı arar duruma geldik. Özellikle son 4 yıl için bunları söyleyebiliriz. Çıkış yolu, atılması gereken adımları atmak ve ekonominin kurallarını uygulamaktan geçiyor. Ancak maalesef gereksiz inatlaşmalar ülkemiz ekonomisine önemli bedeller ödetmeye devam ediyor. 2023 yılı seçim yılı ve ülkemizde yavaş yavaş seçim ekonomisinin adımlarını görmekteyiz. Erken seçim beklentileri sürerken iş dünyası ve halkımız ekonomi yönetiminden ve Hükümetten ekonomiyi rahatlatacak adımlar bekliyorlar. Avrupa’da konuşulan yüksek enflasyon ve ülkemizde yaşanan enflasyon arasında çok büyük farklar var. Avrupa %10 enflasyona büyük tepki verirken bizim ülkemizde enflasyon %80’lerde… İş dünyası uzun zamandır sattığı malı yerine koyamıyor ve halkımızın alım gücü son yıllarda yaşanan yüksek enflasyon nedeniyle düşmüş durumda. İyileştirme zamları enflasyon kontrol altına alına kadar devam edecek.

Avrupa’da ve ülkemizde hissedilecek olan resesyon ve stagflasyon tartışmaları Avrupa’nın gündemine iyice yerleşmeye başladığı bu dönemde ekonomik düzenlemelerinin çok daha iyi yapılması ve sonuçlarının iyi düşünülmesi gerekiyor.

 

Ekonomi yönetimi ihracatçının sesini duymalı:

Ülkemizde yaşanan ekonomik krizi ülkemiz ihracatçısının getirdiği döviz sayesinde frenlemekteyiz. Böyle bir gerçeğimiz varken ülkemiz sanayicisini, ihracatçısını zora sokacak, alanını daraltacak adımlardan kaçınmalıyız. İhracatçılarımız, Avrupa başta olmak üzere dünyanın her yerine zor şartlarda ihracat yapmakta ve ülkemiz ekonomisine döviz kazandırmaktadır. İhracatçımızın finansmana erişimde yaşadığı zorluk dahil, reel sektörden gelen şikayetlerin ekonomi yönetimi tarafından dikkate alınmalı. Bu gelişmelerle ilgili ekonomi yönetimi Anadolu’dan yükselen sese kulak vermelidir. İhracatçılarımıza en çok ihtiyacımız olan bir dönemde onların işlerini zorlaştırmayı değil, kolaylaştırmayı hedeflememiz gerekiyor.

Sonuç olarak, ABD, Avrupa, Çin gibi lokomotif ekonomilerin mevcut gidişatı küresel ekonomide önce stagflasyon arkasından resesyon riskini hem arttırmış hem de öne çekmiş Türkiye ekonomisini hem büyümeye hem de güçlü dolar ile dış ticaret, döviz kurları ve enflasyon üzerine baskı yaparak etkilemeye devam ediyor.

 

Korumacılık ve stok, gıda güvenliğini olumsuz etkiliyor

Gıda güvenliğinin Covid 19 döneminde ülkemizde ve dünya için ne kadar önemli olduğunu çok açık gördük. Ülkemiz tarımının her alanında üreticimizi güçlü tutarak atıl arazileri ekmeliyiz ve ülke tarımını güçlü tutmalıyız. Sıcak konu olan Tahıl koridorunun düzgün işlemesi piyasalar için büyük önem arz etmekte. Karadeniz Ekonomi olarak IAOM Avrasya Başkanı Dr. Eren Günhan Ulusoy’un yaptığı açıklamaları çok önemli görüyoruz. Bu nedenle Karadeniz Ekonomi olarak manşet yaptık. Ulusoy’un kısaca yaptığı açıklamaları hatırlayalım;

Tahıl koridorunun düzgün işlemesi halinde dünya piyasalarında tahıl sorununun yaşanmayacağını vurgulayan IAOM Avrasya Başkanı Dr. Eren Günhan Ulusoy, fiyatların da gerilemesiyle Birleşmiş Milletler’in uyardığı açlık krizinin önüne geçilmiş olacağını açıkladı.

Korumacılığın gıda güvenliğini olumsuz etkilediğine dikkat çeken Ulusoy, “Korumacılık ve stok yapmak fiyatları arttırıyor ve fiyatların artması korumacılığı daha da tetikliyor. Korumacılık yapılmasa ve herkes eşit durumda olsa hiç stok yapmaya gerek kalmayacak. Ama bir ülke korumacı davranıp da stoku arttırınca aslında tüm dünyanın kaynağında kendine düşenden fazla pay almış oluyor. Bu sefer diğer ülkelerden de reaksiyon geliyor. Tüm serbest ticaret şartlarının eşit olduğu dünyada stoka gerek olmaz. Ancak yaşadığımız olağandışı şartlar, pandemi ve savaş her ülkenin stok seviyesini arttırma eğiliminde oluyor ve gıda güvenliği açısından elindeki stok ne kadar götürecek önce onu hesaplıyor. Şu anda dünyanın bu sezonun sonunda 275 milyon ton buğday devretmesi bekleniyor” diyerek açıkladı.

 

HAFTANIN SÖZÜ

Başarı; kendinizi sevmek, yaptığınız işi sevmek ve onu yapış şeklini sevmektir.

ETİKETLER; Karadeniz Ekonomi

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar