17.07.2023

Emeklinin kaderi

Bir hafta izin yaptıktan sonra döndüğüm ilk yazıya emekli ve memur maaşları düzenlemesi yapılırken, özellikle emeklilere yapılan büyük haksızlığı dile getireceğim elbette.

Ancak, ilk önce Voleybol Uluslar Lig'inde dünya şampiyonu olarak, 82 milyonun yüzünü güldüren Türkiye'min altın kızlarını kutlama isterim.

Helal olsun size.

Maaş düzenlemesiyle ilgili yazıma gelince, yazıma aslında ''herkese şapur şupur, emekliye 'Ya Rabbi şükür' demek mi düşüyor'' şeklinde başlık atacaktım ama vazgeçtim.

Çünkü öncelikle bu ifademin memurları inciteceğini ve de yanlış anlaşılacağını düşündüm.

Zira memurlara verilen zam, analarının hak sütü kadar helaldir.

Yüzde 86'ya varan zamma rağmen memur maaşları, yoksulluk sınırıyla paralellik gösterdiği için yetersizdir bile.

Ya emekliler!

Yüzde 25.

Akaryakıt fiyatlarına bir gecede 6 lirayı bulan ÖTV zammı yapırlırken, akaryakıt fiyatları altı ayda 20-22 liralardan, 32-34 liralara ulaşırken ve zam oranı yüzde 70'i bulmuşken, emekli maaşlarına yüzde 25 zam.

Oldu mu şimdi!

Bu durumda!

''Buna şükür'' demem mi bekleniyor.

Çok beklerler.

Bu duruma asla şükretmeyeceğim.

Hakkım olanı istiyorum.

Dün emekli olduğum 2023 yılı şubat ayından sonraki son zamlı maaşımı aldım.

Ki;

20 yıl önce emekli olduğumda maaşım asgari ücretin 2.1 katı idi.

Şimdi son zamma rağmen, emekli maaşım asgari ücretin çok altında kalmış.

Emekli maaşları asgari ücretle paralel artmış olsaydı, bu ay itibariyle almam gereken maaş 23 bin 940 lira olması gerekirdi.

Dün sabah hesabıma yatan Temmuz maaşı, asgari ücretin bin 400 lira kadar altındaydı.

Bu durumda ''Kim çalıyor paramı?'' diye sormayayım mı?

Hayır ve şerrin yalnız Allah'tan geldiğine inanan bir müslümanım.

Kadere iman etmişim hani.

Ve fakat.

Hakkım olan paranın 2,5 katına yakını göz göre göre buharlaşmışsa, bunu nasıl kabul etmem beklenir.

Hakkımı aramayayım mı?

Bu yapılan, ''Revayı hak mıdır?'' diye sormayayım mı?

Soracağım elbette.

Kimseden bir himmet beklediğim ve ülkemin ürettiği milli gelirden payıma düşenden fazlasını istemiyorum.

Hans gibi bir yılda bana 50 bin dolar ödensin gibi bir iddiam da yoktur.

Ki;

Ülkemin kişi başına düşen 10 bin dolar gibi bir milli gelirle orta gelir tuzağından kurtulamadığını biliyorum.

Buna razıyım ve ben de payıma düşen 10 bin doları istiyorum.

Temmuz zammı ile dolar karşılığı sadece 382 dolar olan aylık gelirimle, şu an için milli gelirden alacağım pay, 4 bin 584 dolar ediyor.

5 bin 414 dolar, yani paramızla 142 bin 500 lira kayıptayım.

Kocamış Babam, bu duruma rağmen, ''Haline şükret'' diyor hala.

90'ına merdiven dayamış babama doğalgaza yüzde 224 zam yapılırken maaşlarımıza yapılan zammın, yüzde 25'le sınırlı kaldığını söylemenin bir faydası olmayacağını bilerek, isyanımı içimde saklayarak yaşamaya devam edeceğim.

Başka çarem de yok.

Yok biliyorum.

Ülkem henüz bu türden haksızlıkları sorgulayacak örgütlü bir toplum olmaktan çok uzak hala.

Sendikalar da güçlü değil maalesef.

Bitmez - tükenmez koltuk kavgalarının yaşandığı muhalefette o kavga bir süre daha süreceği için bana da derdime yanmak düşüyor.

Haksızlığa uğramış olmam kader değil belki ama hakkımı, hukukumu koruyacak muhalefetten yoksun kalmak kaderse.

Ki;

İşte bu kader!

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar