3.04.2024

Samsun seçimine dair

Samsun seçimine dair değerlendirmelerimizi yaptığımız yazı dizimizin dün yayınlanan ilk bölümünü ''Samsun'da kazandıran da, kaybettiren de Akşener oldu'' notu ile bitirmiştim.

Ne demek:

Kazandıran da, kaybettiren de Akşener.

Bir kişi nasıl oluyor da aynı zamanda hem kazandıran, hem de kaybettiren oluyor.

Bu sorunun cevabı, konuya hangi açıdan baktığınızla ilgili elbette.

Konuya AK Parti penceresinden bakıldığında İYİ Parti’nin, Samsun'da aday çıkarma kararı sevinçle karşılanmıştır.

Bu pencereden bakıldığında Akşener'in tavrı, AK parti'nin seçim kazanmasında etkili olmuştur denilebilir elbette.

Ve fakat.

Konuya CHP penceresinden bakarsanız eğer CHP, son yıllarda çıkardığı en iyi adayla kazanmaya çok yakın hissettiği bir dönemde, Akşener'in ve dolayısıyla İYİ Parti’nin samsun’da da aday çıkarma kararı, CHP'nin kaybetmesine neden olmuştur diye düşünülmesi de doğaldır.

Derseniz ki;

''CHP'nin Adayı Cevat Öncü ile İYİ Parti'nin Adayı İmren Nilay Tüfekçi'nin oy toplamı, AK Parti Adayı Halit Doğan'ı geçmeye yetmiyor.''

Doğrudur, ikisinin oy toplamı, her ikisinden birine kazandırmaya yetmiyor.

Ve fakat.

Seçimlerin bir matematiği olmakla birlikte, siyasetin ise duygusal bir tarafı vardır.

Partili seçmen zaten kararını önceden verir ve gönül verdiği partiye vereceği oy konusunda kararını değiştirmez ama çok sayıda seçmen de son ana kadar bekler, oyunun ziyan olmasını istemeyeceği için de kazanacağına inandığı adaya oyunu atar.

Abartılı seçim vaatleri de, bu tür seçmen kitlesini etkilemek için açıklanır.

Algı operasyonlarının hedefi de bu tür seçmenleri etkilemeye dönüktür yani.

İmren Nilay Tüfekçi'nin abartılı seçim anketleri gibi yani.

Ki;

Tüfekçi'nin taraftarları da, Kılıçdaroğlu'nu yüzde 60 oy oranıyla kazanacağını açıklayan anket firmalarının abartılı verilerini, 'gerçekmiş' gibi çalıştılar.

Üstelik bunu başka bir anket firmasının, seçimden iki gün önce 31 Mart sonuçlarına yakın bir veri yayınladığı gün bile yaptılar.

Gerek gazetedeki haberlerle ve gerekse bu köşedeki yazılarla abartılı açıklanan anket verileri konusunda seçmenleri uyarmaya çalıştık ama sesimiz her yere ulaşmadı maalesef.

Kampanya döneminde harcanan milyonlarla ifade edilen paradan hiç söz etmiyorum bile.

Erdoğan sevgisine rağmen Samsun da, AK Parti’nin kurulduğu günden bu yana en çok oy kaybı yaşayacağı düşünülen yerlerden biriydi.

CHP'liler de ''Şimdi değilse, ne zaman?'' diye düşünmüşlerdir haliyle.

Cevat Öncü, CHP’lilerin yanı sıra, Samsun’daki birçok kişi tarafından doğru aday diye düşünülmüştü.

Ki;

İsmail Uyanık'tan, Kerami Gürbüz'e, İshak Memişoğlu'ndan, Seyit Esen'e, Rüştü Araboğlu'ndan, Sadi Subaşı'na, Mustafa Keskin'den, Lütfü Keskin'e, İzzet Altuntaş'tan  Hayati Tekin'e  kadar ülkücüsünden solcusuna, Samsun'da kanaat önderi olarak kabul edeceğimiz bir çok isim de öyle düşünmüş olmalı ki, kampanyası süresince Cevat Öncü'yü Samsun Büyükşehir Belediye başkanlığına yakıştırmışlar, kamuoyu önünde de desteklerini açıklamışlardı.

 

Yarın:

Öncü kazandı, CHP örgütü kaybetti.

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar