13.06.2023

Samsun'un sel suyuyla imtihanı

Şehre yönetici seçen sen, ben, yani hepimiz bu iki fotoğraftan kendi adımıza da bir ders çıkarmalıyız elbette ama bu iki fotoğraftan ibret alması ve kendilerine ders çıkarması gerekenler aslında siyasetçilerdir.

Bu iki resme iyi bakın ve ibret alın.

''İbret alın derken''.

Şehre yönetici seçen sen, ben, yani hepimiz bu iki fotoğraftan kendi adımıza da bir ders çıkarmalıyız elbette ama bu iki fotoğraftan ibret alması ve kendilerine ders çıkarması gerekenler aslında siyasetçilerdir.

Denize paralel inen dereleri ve yollarıyla bilinen Samsun'da her yağış sonucu sel gibi bir felaketin yaşanıyor olmasını anlayamam.

Ki;

Yağmur suları, toprakla buluşur önce, sonra zamanla yeraltı suları oluşur, yağmur suyunun fazlası da dereler ve ırmaklar aracılığıyla denizlere ya da, göllere ulaşır.

Dünyada yağışların başladığı milyarlarca yıl öncesinden beri durum böyledir.

Yağmur bir doğa olayıdır.

Ki;

İnananlar ''Rahmet'' der buna.

Yağmurun Allah tarafından gönderildiğine inanırlar.

Ormanları yok ettik önce.

Sonra ovalarımız ve kimi platolarımız çöle dönüştü.

Şehirlerimizde yeşili yok ettik.

Samsun'a tepeden bir bakın isterseniz.

Mezarlıklar dışında yeşil alan bulan ve gören bana da haber versin.

Dolayısıyla yağmur suyu yeryüzünde tutunacağı bir alan bulamaz oldu.

Su toprakla buluşamazsa elbette denize veya bir göle ulaşmak isterken sele dönüşecek.

''Su akar, yolunu bulur'' diye boşuna söylenmemiş o söz.

Su akacak arkadaş.

Samsun'da yapıldığı gibi suyun önüne set çekmeyeceksinın.

Suyun yolunu tramvay yolu çevresinde olduğu gibi, ya da ne bileyim derelerin denizle buluştuğu noktalarda suyun akış yönünü kapatmayacaksın.

Bir de dere yataklarını imara açmayacaksın ve bu kuralı asla unutmayacaksın. Geçmişte görev yaptıkları yerleşim yerlerinde dere yataklarında yapılaşmaya izin vermiş olanları tutup belediyende daire başkanı yapmayacaksın yani.

''Ne var bunda'' deme.

O vakit, göle dönüşen sokaklarımızda veya sanayi sitelerimizdeki iş yerlerine kayıkla ulaşmaya çalışanların fotoğrafını gördüğünde, bu durumu yadırgamayacaksın.

Kabul etmeliyim ki; küresel ısınma diye bir olgu var.

Metrekareye düşen yağış miktarı her zamankinden daha fazla oluyor.

Ve fakat.

Böyle diye kaderimize razı mı olacağız.

Yağmur suyunun sele dönüşmesini önlemek amacıyla gerekli çalışmaları yapmayacak mıyız?

Ki;

Bugün gelinen nokta itibariyle önlem almadığımız, olayı akışına bıraktığımız ayan beyan ortada bir durumdur.

''Bu iki fotoğrafa iyi bakın'' dememizin nedeni budur aslında.

Samsun, deniz kenarında kurulmuş bir yerleşim merkezidir.

Yağmur suyu denize gidecek, bu kadar basit.

Derelerin ve sokakların denizle buluştuğu noktaları kapattık madem.

Kanalizasyon denilen bir yapı biçimi var.

Bunun neden tamamlamıyorsunuz?

Samsun'da 30 yıl öncesine kadar, şiddetli yağışların sonucunda ilk önce Ağabali caddesini sel vururdu.

Aralarında otomobillerinde bulunduğu molozlar caddeyi tıkar çamur ve diğer molozlar caddenin etrafındaki işyerlerine dolardı.

Zamanın belediye yönetimi, Ağabali ile birlikte şehrin tamamında altyapı seferberliği başlattı.

Yaklaşık 30 yıldır Ağabali de selin oluşturduğu o görüntüye rastlanmaz oldı.

Şehir adeta bir şantiyeye dönmüştü ve tam o sırada da 99 seçimlerinin süreci başlamıştı.

Ayağında çizmelerle şehrin sokaklarında seçim propagandası yapan Yusuf Ziya Yılmaz, şehri dönüştüreceğini söylüyordu.

Bunu söylerken de, beraberindekiler, kapağında Avustralya’da olduğu düşünülen bir şehre ait görselin basılı olduğu bir broşürü dağıtıyordu.

O broşürdeki görsel bir köprünün fotoğrafıydı ve sahiden de bir albenisi vardı.

Seçmen üzerinde de etkisi olmuştu ve seçimi kazanma nedenlerinden biri ve belki de en önemlisi broşürdeki o fotoğraftı.

Yusuf Ziya Yılmaz, seçimi kazanınca da, gar binasının yanında broşürdeki o görselin benzeri olan köprüyü yaptırdı.

Samsun'un bir köprüsü olmuştu ama hiç bir yolla bağlantısı yoktu.

25 yıl kadar önce yaptırılmasına rağmen o köprünün üzerinden bugüne kadar tek bir araç geçmemiştir.

''Yayalar kullanıyor'' desek, karayollarıyla irtibatı olmadığı için yayaların da ihtiyacını karşılayacak özelliklerden çok uzaktı.

Alt yapı mı?

O konu askıya alındı.

Çünkü ''Altyapı'' demek, ''Çamur'' demekti.

Çamuru da halk sevmiyor.

''Park-bahçe yapalım, günümüzü gün edelim''

Öyle yani.

Yağmur yağar, sel olur.

Samsun’un sel suyuyla imtihanı böyle devam edip durur.

Varsın olsun.

''Allah böyle istedi'' der geçeriz.

 Allah'ın rahmeti ne de olsa.

Var mı itirazı olan.

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar