29.07.2019

30 Ağustos ve Matematik

Tarih ve Matematik ikiz kardeş gibidir. Ama ilk baktığınızda birbirine benzemez. Gençler okul yıllarında hep sorar bu matematiği hayatta nerde kullanacağız? Mühendis, tıp, iktisat gibi bölümlerde okuyacak gençler matematiği derslerde zaten kullanıyor. Ama sözel bölümlerde okuyacak olan kişiler için matematik gerekli midir? Bu sorular her zaman sorulur. Matematiği sadece dört işlem yapmak olarak algılarsanız bu sorular yanıtsız kalır. Matematik insana çok yönlü ve analitik düşünmeyi öğretir. Matematik yalan söylemez. Pek çok yoldan sonuca ulaşabilirsiniz ama sonuç asla değişmez.

Sosyal bilimlerde de matematik bilenler olaylara analitik bakmayı başarır. Ölçümlemeyle karşılaştırma yapabilir. Başarılı tarihçilere baktığınızda iyi bir matematik kafası olduğunu görürsünüz. Olaylara gerçekçi bakmak ve yaşanan olayları o tarihin gerçeklerini bilerek yorumlamak, ancak matematiksel düşünce ile mümkündür.

1924 yılında Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal durum nedir? Okuma yazma bilenlerin sayısı, memleketteki okul ve hastane sayısı, insan altyapısı, tarım ve hayvancılıktaki durumu, sanayi ve üretimdeki potansiyeli ve gerçekleşen durumu ancak rakamlarla öğrenebiliriz. Bu rakamları analitik düşünce ile yorumlayıp karşılaştırma yapınca da ayağı yere sağlam basan konuşmalar yaparsınız.

Matematik bilmeyen yani sayısal zekası kıt olan cahiller ise 24 Temmuz’da Lozan’da ne oldu ki diye saçmalar. Lozan’da elinde ne bugünkü gibi silahlar ne de ekonomik altyapı vardı. İnsan kapasitesi ise ikinci bir savaşı kaldıracak durumda değildi. Bugünün gözlüğüyle 1924 yılına bakan aklı kıtlardan maalesef başka yorumlar beklenemez. İnönü savaşları yapılmadı diyen cahillerden, 30 Ağustos da ne oldu ki diyen geri zekalılara kadar bazı kesimler tarihimizi inkar ediyor.

Tarihçi değilim ve tarihi yorumlayamam. Bir de bunu bilmiyorlar. Tarihçi olmadan tarih konuşan, iktisat bilmeden ekonomi konuşan sünepelere tahammül edemiyorum. Bilmediğin konuda konuşmayacaksın. Bir Allah’ın kulu da çıkıp; kardeşim sen hukukçusun ekonomiyi hangi bilgi birikimine göre yorumluyorsun diye sormuyor.

Tarihçi değilim ama bir iktisatçı olarak ve matematik bilerek tarihi okuyan bir kişi olarak, Lozan Antlaşması’nın Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusu olduğunu görüyorum. 1699 Karlofça Antlaşmasıyla başlayan toprak kayıplarının Lozan ile son bulduğunu biliyorum. Osmanlı İmparatorluğu ekonomisi ve hazinesinin kapitülasyonlarla nasıl ele geçirildiğini ve Lozan ile buna son verildiğini biliyorum. 30 Ağustos tarihinin de emperyalist güçlere karşı bağımsızlığımızın tescili olduğunu çok rahat söyleyebilirim.

Sınav sonuçlarında ve pissa raporlarında matematik ve fende başarının çok düşük olması, kendi okuduğunu anlamada 72 ülke arasında 52. sırada olmamızcehaletimizin en büyük göstergesidir.

Sonuç olarak; Türk anne ve babadan dünyaya geldiysek ve hayatta kalmayı başardıysak, 1920 lerde başlayan kurtuluş mücadelelerinin etkisi yüzde yüzdür. Bunu göremeyen cahillere ise söyleyecek söz yoktur.

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar