Gazeteci tarafsız olmalı diyoruz. Bunu söylerken herkese eşit mesafede durmayı anlıyoruz. Sadece tek bir tarafın fikrine bakarak değil, haberi yapmadan olayın diğer taraflarını da dinleyerek vatandaşı bilgilendirmektir asıl olan. Buraya kadar sorun yok. Size olması gerekeni yazıyorum. Olanla olması gereken maalesef her zaman aynı değildir.

Peki gazeteci taraflı olur mu?

Gazeteci haktan, hukuktan taraf olur. Doğrudan taraf olur. Biz bu doğrudan taraf olma işini direkt ( doğrudan ) taraf olmak şeklinde anlıyoruz. Halbuki doğrudan demek; hakikatten taraf olmak demektir.

Son dönemde bir de “bi taraf olmak” kavramı çıktı. Direkt taraf olmazsan “bi taraf olursun” deniyor. Peki bu taraf olmak sadece gazetecilik mesleği için mi anlatılıyor?

HAYIR !.. Vatandaş olarak her alanda taraf olmak ayakta kalmanın en önemli şartı olmuş.

Sadece siyasette değil, sokakta, sporda, sanatta, sanayide her yerde taraf olmak ihtiyacı, neredeyse su içmek ve yemek ihtiyacı gibi kabul görüyor. Şimdi sıkı durun taraf olunca kaybedilen en önemli değeriniz nedir?

İTİBAR !..

Soruyorum toplumda itibarlı kaç kişi var? Ya da bana itibarlı kişilerin isimlerini söyler misiniz? İşte bu sorunun yanıtını bulmakta zorlanıyoruz. Hadi düşünün ve bana mail atın. Ama bazı şartlarım var. Bu kişiler sana göre itibarlı değil, herkesin gözünde itibarlı olacak. Yani partiler, politikalar üstü olacak. Saygın ve sözüne güvenilir biri olacak. Kendini değil önce vatanını ve milletini düşünecek. Adı söylendiğinde sağı solu, Alevi’si Sünni’si, Müslümanı gayri Müslümü, dinsizi inananı herksin iyi adam, emin adam, güvenilir adam, dorudan taraf olan adam, o söylüyorsa doğrudur denecek insan olacak. Unutmadan söyleyeyim. Adam olacak demiyorum. İnsan olacak diyorum. Çünkü bu kişi kadın da olabilir. Peki bu kişilere örnek verebilir misiniz?

İşte bu sorunun yanıtını ararken seksen milyonluk ülkede, aklıma üç beş kişinin adı gelince canım sıkılıyor.