TBMM’ye gönderilen yeni torba kanun teklifiyle teknoloji geliştirme bölgelerinde çalışan arge, tasarım ve destek personeline ödenen ücretlere uygulanan gelir ve damga vergisi istisnası sınırlandırılıyor.

Mevcut düzenlemeye göre çalışanların ücretleri üzerinden hesaplanan gelir vergisi işveren lehine terkin ediliyor. İstisnadan yararlanacak ücretlerin tutarına ilişkin bir sınırlama bulunmuyor.

Teklif edilen düzenlemeyle çalışanlara ödenen ücretlerin, brüt asgari ücretin 40 katını aşmayan kısmı üzerinden hesaplanan gelir ve damga vergisinin terkin edilmesi öngörülüyor.

Pek çok kişi kanun teklifinde '40 katı' ifadesini görünce şaşkınlık yaşadı. Aylık mı yoksa yıllık mı olduğunu kontrol etti, gözden kaçırdıkları bir şey olup olmadığını anlamaya çalıştı.

Halen ücretlere sınırsız olarak uygulanan bir istisnanın, brüt asgari ücretin 40 katıyla sınırlanması, 'sınırlama' sözcüğünün anlamıyla çelişiyordu. Oksimoron bir durum yani!

Sınırlama, dile kolay, aylık 1 milyon 40 bin 220 liranın vergisinin terkin edileceği anlamına geliyor.

Teknoloji bölgelerinde kaç kişi aylık bu kadar ücret alıyor?

Az sayıda yöneticiyi bir yana koyarsak, fazla değildir. Teklif yasalaşırsa etkilenen çalışan sayısı oldukça sınırlı olacak.

Ama istisna sınırının bu denli yüksek belirlenmesi çok daha geniş bir kesimin etkileneceği algısını oluşturmuyor mu?

Dahası, halen teknoloji bölgelerinde böyle çok yüksek ücretler kazanıldığı, bunların vergilendirilmediği algısına kapılmıyor musunuz?

Geçtiğimiz yıl Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanıp Cumhurbaşkanlığına sunulan bir vergi paketinde bu teşviğin sınırlandırılmasına ilişkin bir değişikliğe rastlamıştık. Sonra vazgeçildi, TBMM'ye gönderilen kanun teklifinde yer almadı.

Önerilen değişiklikle gelir vergisi istisnasından yararlanabilecek ücretlerin tutarı, brüt asgari ücretin 5 katıyla sınırlanıyordu, yaklaşık 100 bin lirayla.

İdarenin istisnaya olumlu bakmadığına işaret ediyordu.

Ülkemizin en önemli stratejik hedeflerinden birisi kuşkusuz teknoloji geliştirme kapasitemizin yükseltilmesi. Dünyada teknoloji kulvarında büyük bir yarış yaşanıyor, ülke olarak son yıllarda gerçekleştirdiğimiz savunma sanayiindeki sıçrama bir yana bırakılırsa sanayimizin geneline yayılmış bir başarıdan henüz bahsedemiyoruz.

Teknokentler, arge faaliyetleri için çok çeşitli destekler veriliyor. Ücretlere ilişkin gelir vergisi istisnası da bunların en önemlisi. Bütün dünyada yetenek rekabetinin en şiddetli yaşandığı bir alanda bu desteğin önemi küçümsenemez.

Dileriz kanun teklifinin TBMM'de görüşülmesi sırasında ücretlere ilişkin teşvik düzenlemesinin başına bir şey gelmez, ‘40 kat istisna mı olur' algısına kurban gitmez.

Kırk katır mı kırk satır mı denilip, gelir vergisi desteği iyice budanmaz.