26.12.2025
Türkiye ekonomisi, 2025 yılı boyunca reel sektör açısından son derece zorlu bir sınavdan geçti.
Artan maliyetler, finansmana erişimde yaşanan sıkıntılar, daralan iç talep ve belirsizlikler; sanayicinin, tüccarın ve iş dünyasının omuzlarındaki yükü her zamankinden daha ağır hale getirdi. Özellikle Anadolu’da üretim yapan işletmeler için bu yıl, ayakta kalmanın dahi başlı başına bir başarı sayıldığı bir dönem olarak hafızalara kazındı.
Bu tabloda, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz’ın “2026 önemli birtakım reformların ve yapısal dönüşümlerin gerçekleştiği bir yıl olacak” yönündeki açıklamaları, iş dünyası adına dikkatle not edilmesi gereken bir mesaj niteliği taşıyor. Çünkü sanayici ve yatırımcı, uzun süredir günü kurtaran geçici adımlardan ziyade; kalıcı, öngörülebilir ve güven tesis eden yapısal reformları bekliyor.
2025: Dayanıklılık Yılı
2025 yılı, ekonomide bir dengeleme ve sıkılaşma yılı olarak yaşandı. Ancak bu süreçte en büyük bedeli yine üretim cephesi ödedi. KOBİ’ler başta olmak üzere birçok işletme, yüksek finansman maliyetleri ve talep daralması nedeniyle yatırım planlarını ertelemek zorunda kaldı. Karadeniz Bölgesi’nde sanayi, tarım, fındık, lojistik ve ihracat yapan firmalar için bu yıl; sabrın, direncin ve fedakârlığın yılı oldu.
2026 ve Beklenen Dönüşüm 2026 yılından beklenti nettir:
Ekonominin ikinci yarısından itibaren rahatlayabilmesi için başta hukuk ve adalet olmak üzere yapısal reformların gecikmeden hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Yatırımcının güven duyduğu, mülkiyet hakkının tartışmasız olduğu, yargı süreçlerinin hızlı ve öngörülebilir işlediği bir ortam; ekonomik toparlanmanın en temel şartıdır.
Bunun yanı sıra;
Vergi sisteminde sadeleşme,
Finansmana erişimde üretimi önceleyen modeller,
Sanayi ve ihracatı destekleyen uzun vadeli politikalar,
Bölgesel kalkınmayı güçlendirecek teşvik mekanizmaları
artık bir tercih değil, zorunluluktur.
Karadeniz’in Potansiyeli,
Türkiye’nin Gücü
Karadeniz Bölgesi; sanayisi, tarımı, limanları, genç nüfusu ve girişimci ruhuyla Türkiye ekonomisinin stratejik alanlarından biridir. Ancak bu potansiyelin tam anlamıyla açığa çıkması, ancak güçlü bir reform iklimiyle mümkündür. İş dünyası üretmek, ihracat yapmak ve istihdam sağlamak istiyor; bunun karşılığında ise güven, istikrar ve öngörülebilirlik talep ediyor.
Yeni Yıla Girerken
2026’nın; reformların konuşulduğu değil, uygulandığı bir yıl olmasını temenni ediyoruz.
Zor bir yılı geride bırakırken, umudumuzu diri tutan tek şey; doğru adımlar atıldığında Türkiye ekonomisinin ne kadar hızlı toparlanabileceğini geçmişte defalarca görmüş olmamızdır.
Karadeniz Ekonomi Gazetesi ve Dergisi olarak; her zaman olduğu gibi 2026 yılında da Karadeniz iş dünyasının, sanayicinin, üreticinin ve yatırımcının sesi olmaya devam edeceğiz. Sorunları cesaretle dile getiren, çözüm önerilerini sorumlulukla ortaya koyan bir yayın anlayışıyla; bölge ekonomisine katkı sunmayı sürdüreceğiz.
Yeni yılın; ülkemize, Karadeniz’e ve tüm iş dünyamıza sağlık, güven, üretim ve bereket getirmesini diliyorum.
HAFTANIN SÖZÜ
“Ekonomide kalıcı güç, geçici önlemlerle değil yapısal reformlarla sağlanır.”


