23.05.2025

KGF’de yeni dönem mesajı: Yüksek faiz sarmalında ezilen iş dünyasına can suyu olabilir mi?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Macaristan dönüşü yaptığı açıklamalar, ekonomide özellikle reel sektörün dikkatle takip ettiği önemli bir başlığa, Kredi Garanti Fonu (KGF) desteklerine ışık tuttu. “KGF’de çok farklı bir adım atacağız” sözleri, uzun süredir finansmana erişimde zorluk çeken iş dünyasında yeni bir umut dalgası yarattı.
Yatırımlar Yüksek Faize Takılıyor
Son dönemde ekonomide uygulanan sıkı para politikası, enflasyonla mücadele kapsamında faizlerin yüksek seviyelerde kalmasına neden oldu. Ancak bu durum, özellikle KOBİ’ler başta olmak üzere sanayici, ihracatçı ve yatırımcıların planlarını askıya almasına yol açtı. Artan finansman maliyetleri, yalnızca yatırımları değil, aynı zamanda işletmelerin günlük nakit akışlarını bile yönetmelerini güçleştiriyor.
İş dünyası bu süreçte, finansmana erişim kanallarının yeniden açılmasını, özelikle de selektif kredi politikası kapsamında üretim ve ihracat odaklı yatırımlara öncelik verilmesini bekliyor. Bu noktada KGF’nin yeniden yapılandırılması, stratejik bir müdahale aracı olarak öne çıkıyor.
KGF’nin Geçmişteki Rolü ve Beklentiler
KGF, Türkiye’de özellikle kriz dönemlerinde firmaların ayakta kalmasına katkı sunan bir mekanizma oldu. Pandemi döneminde uygulanan KGF destekli krediler, binlerce işletmenin kapısına kilit vurmadan bu süreci atlatmasını sağladı. Yeni dönemde ise beklenti, bu desteğin daha hedefli, performansa dayalı ve sürdürülebilir bir modele dönüşmesi.
Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarından yola çıkıldığında, yeni KGF modelinin yalnızca kredi dağıtmakla kalmayacağı, aynı zamanda sektör önceliklerine göre stratejik destek sağlayacağı anlaşılıyor. İhracatçı firmalar, dijital dönüşüm yatırımları yapan işletmeler ve yeşil dönüşüme yönelen sanayiciler bu yeni modelin odak noktaları olabilir.
Zamanlama Kritik: 2025’in İkinci Yarısı İçin Kritik Viraj
İş dünyası açısından yılın ikinci yarısı, hem iç hem dış talepteki olası toparlanma hem de yeni teşviklerin devreye girmesi açısından kritik bir dönem. KGF düzenlemesinin bu sürece paralel olarak devreye alınması, ekonomik büyümede yeniden ivme kazanılmasına katkı sunabilir.
Sonuç: Sürdürülebilirlik ve Seçicilik Dengesi
KGF desteklerinin yeniden yapılandırılması, yalnızca kredi vermekten ibaret değil; yatırımın niteliğini, verimliliği ve sürdürülebilirliği esas alan bir çerçeve ile ele alınmalı. Aksi halde, geçmişte olduğu gibi kaynakların israfına yol açabilecek bir tablo ile karşı karşıya kalınabilir.
İş dünyası, bu dönemde sadece destek değil, öngörülebilirlik, düşük maliyetli finansman ve yatırım güvenliği istiyor. Yeni KGF hamlesi, doğru tasarlanırsa hem piyasalarda güveni tazeler hem de Türkiye ekonomisinin üretim gücünü yeniden harekete geçirebilir.