14.05.2018

Fındıkta lisanslı depoculuk

TMO kurtarıcı olarak girdiği sektörde, depolarındaki 120 bin ton kabuklu fındıkla sektörde sorun halinde ilerliyor.Özellikle genel seçim arifesifındıkta günü kurtarma politikalarının artık son bulması gerekir. TMO kanalıyla fındık sektörüne müdahale edilerek bundan öteye gidilemez.

Çözüm ortada; sağlam bir altyapı ile kotasında fındık olan 15 borsanın lisanslı depoculuk ve seans salonları kurularak vadeli işlem borsası haline getirmeliyiz.

Hafta içinde Bakan Tüfenkci,Lisanslı depolarla ilgili dikkat çekici bir açıklamada bulundu.Konuşmasında lisanslı depoları yaygınlaştıracağız.Fakat lisanslı depoları vatandaşlarımız sadece bir depo olarak görüyor, tüccarlarımız esasında lisanslı depoların yaygınlaşmasını çok istemiyorlar dedi.

Bu fındık sektörü adına acı bir tespittir!

Manavlar özellikle bunu kendileri için bir tasfiye olarak görüyor.Birçok borsa başkanlarının genel bakışı bu yönde.Üreticileri koruyan bir sistemin buğdayda olduğu gibi yaygınlaştırılamaması sektörün bir kaybıdır.

Bakan Tüfenkçinin sektöre dair yine önemli açıklamaları oldu;"Dünya fındık üretim alanlarının yüzde 80'ine sahibiz, üretimin ise yüzde yüzde 70'i ülkemizde yapılıyor. 400 bin tonu aşan üretim hacmimiz bulunmakta. Ülkemizde, üretilen fındığın yüzde 15-20 kadarı iç piyasada tüketiliyor, yüzde 80-85'i ise ihraç ediliyor. Türkiye, 2005–2015 yılları ortalaması 226 bin ton olan iç fındık ihracatı ile dünya fındık ihracatının yaklaşık yüzde 80'inini karşılamakta. Türkiye'de fındık yetiştiriciliğinde alınan verimin ise dünya ortalamasının çok gerisinde’’dedi.

Fındığın Türkiye için sadece bir tarım ürünü olmadığının altını çizen Tüfenkci, tarımda üretim kadar, üretilen malın satılmasının da önemli olduğuna dikkati çekti.

Hep söylüyoruz fındıkta verim ve kalite parametrelerine mutlaka dikkat edilmeli.Türkiye'de fındığın geleneksel yöntemlerle üretilmesi ve fındık bahçelerinin çok parçalı olması nedeniyle verim ve kalitenin çok düşük kalmasının mutlaka önüne geçmeliyiz.

Buna yönelik bir önemli açıklamada Ferrero’dan geldi.

Ferroro Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Aldo Kaslowski, 2017 yılını 1 milyar dolar ciro ile kapattıklarını açıklarken, bunun 700 milyon dolarının ihracattan geldiğini belirtiyor.

Kaslowski''Türkiye’nin temel sorununun bahçelerin küçük ölçekli olmasından kaynaklandığını, ağaçların yaşlı olmasının da bir diğer etken olduğunu, 2017 yılında fındık ihracatının yüzde 20 gerilediğini, bunun talep ve rekolteye bağlı olduğunun altını çiziyor. Türkiye’nin fındıktaki öneminin tartışılmaz olduğunu belirterek, “Fındıktan vazgeçilmemeli. Söküm yapılmamalı. Ama kaliteye önem veren çözümler üretilebilmeli. Türkiye’de 450 bin fındık üreticisi var. Yıllık üretim 600-650 bin ton. Neredeyse aile başına 1 ton üretim yapılabiliyor. Burada esas sorun, ölceğin küçük olması ve ağaçların yaşı. 70 yaşında ağaçlar var. Oysa fındık ağacının en verimli yaşı 26 dolayında” diyor. Ardından kıyaslama yaparken şu bilgiyi veriyor: “Amerika’da Oregon’da hektar başına verim 2-2.5 ton. İtalya’da 1.8-2 ton. Türkiye’de 1 ton. Biz model bahçe uygulamasıyla bunu 1.3 tona kadar çıkartabildik. Bu iyileştinmenin daha üst seviyesi olabilir.”dedi.

Türk fındığın fındık sanayicisine ve ihracatcısına göre turizm elçisi olarak gösterilen Ferrero firması Yönetim Kurulu Başkanının açıklamaları sektör tarafından dikkat alınmalı.Çünkü ,Türkiye dünya fındık üretiminde yüzde 70 paya sahip olarak ilk sırada yer alırken, ikinci sırada açık ara yüzde 15’lik pay ile İtalya yer alıyor. Türkiye fındığının en büyük alıcısı bu ürünü çikolata pazarında İtalyan Ferroro firmasıdır.Bildiğiniz üzere bu firma birkaç yıl önce Türkiye’nin en büyük fındık tücarı Oltan firmasını satın alarak, piyasamızın en büyük fındık tüccarı oldu.

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar