2.03.2024

Hemşehri dernekleri siyasete bulaşırsa

Hemşehri derneklerine, şehrin enerjisini tükettikleri gerekçesiyle her daim karşı çıkmışımdır. Kaldı ki; Kendisi de bir hemşehri derneğinin üyesi olarak dillendiriyorum bu iddiamı.

Neden hem bir hemşeri derneğine üye olup, hem de şehrin enerjisini tüketme gibi bir iddiayı ortaya koyuyorum.

Kökleri, Karamanoğlu Beyliğine, oradan Balkanlar’a göç ettirilmiş ve göç yolculuğu Lozan mübadelesiyle yeryüzü cenneti Samsun'da son bulmuş Kocacık Yörüklerinden bir Balkan Türk'ü ailenin ferdi olarak, Samsun Balkan Türkleri Derneğine üye olma gerekçem, köklerimden gelen kültürün gelecek nesillere aktırılmasına aracılık etmekti.

Ki;

Samsun Balkan Türkleri Derneği'nin kurulduğu 80'li yılların ikinci yarısındaki bir lokali, o yıllarda Samsun Büro Şefi olarak görev yaptığım Güneş gazetesi bürosunun üst katındaydı.

Himayei Etfal (Çocukları koruma) sokaktaki Kılıç handaydı iş yerimiz.

Dernekte sosyal faaliyetlerde sürdürülürdü ama balkan oyun havaları gibi folklorik etkinlikler de yapılırdı.

Üye oma nedenim, hem o folklorik özelliklerin, hem de derneğin o yıllarda sürdürdüğü kültürel etkinliklerden hem yararlanmak, hem de fırsat verilmesi haline katkı sunmaktı.

Nitekim, derneğin geçmişte yayınladığı kültürel yayınlardan oluşan dergiler için hazırladığım haber ve röportajlar olmuştu.

Balkan Türkleri Derneği de, diğer tüm dernekler gibi kendi içinde iktidar mücadelesinin bir kurbanı olarak önce ikiye sonra da üçe - dörde bölündü.

Hatta Balkan Türkleri derneğinden ayrılıp, kendi derneklerini kuranlar bile kendi içinde bölünme yaşadılar.

O derece yani

Şu sıralar, Samsun'da kaç mübadil derneği var sayısını bilmiyorum.

Samsun Balkan Türkleri Derneği, hafta sonu yeni bir kongreye gidiyor.

Bir milyon 350 bine dayanmış Samsun nüfusu içersinde sayıları yüz binlerle ifade edilse de, derneğin Samsun'da bin 200 dolayında üyesi varken, hafta sonu yapılacak kongrede aidatlarını ödemiş 400 dolayında üye oy kullanabilecek ama gelen haberler, kongre sonrasına yeni bir bölünmeye işaret ediyor.

Dernekler, kuruluş ilkeleri dışında faaliyet göstermeye başladıklarında özelliklerini yitiriyorlar, bölünmeseler bile, siyaset kurumunun kucağına düşmüş oluyorlar.

Ki;

Siyasete bulaşan bir dernek, yeniden kuruluş yıllarındaki ilkeleri yürütmeye çalışsa da bu mümkün olmuyor.

Mübadil derneklerinin tam anlamıyla siyasetin güdümünde olduğu söylenemez belki ama hoş kendi aralarında sürekli bölünmeleri durumunda siyasette etkili olmaları da beklenemez aslında.

Hemşehri derneklerinin siyasete bulaşma örneklerine her seçimde rastlıyoruz ama hemşehriciliğe dayalı siyaset yapma durumuna, 31 Mart seçimleri öncesi aday belirleme sürecinde yaşanan örneklere daha önce hiç bir seçimde rastlanmadı.

Mesela Kavaklı derneklerinin İlkadım seçimindeki etkisini bilmeyen yoktur.

CHP'nin Samsun İl Başkanı, İlkadım Belediye Meclisinin MHP'li bir üyesini sırf Kavak orijinli olduğu için CHP'nin İlkadım Adayı yapmak istedi.

Ön seçime bile soktu o arkadaşı.

CHP üyeleri o saçmalığı yemedi elbette.

Aday adayı, ön seçimde boyunun ölçüsünü aldı almasına da, CHP'nin Samsun İl Başkanı bu durumdan kendi hesabına bir ders çıkardı mı merak ediyorum.

CHP böyle de, AK Parti farklı mı?

AK Parti birçok ilde olduğu gibi Samsun'da da aday belirme yetkisini Yerel Yönetimler Genel Başkan Yardımcısı olduğu için Yusuf Ziya Yılmaz'a vermişti.

Yılmaz da, o yetkiyi, AK Parti'nin adaylarında Çerkez orijini gibi bir özellik arayarak kullandığı anlaşılıyor.

AK Parti seçmeni Yılmaz'ın ''Aday benim adamım olsun ama ille de Çerkez olsun'' anlayışına sandıkta bir tepki verir mi bilmem.

O sorunun cevabını 1 Nisan sabahı öğreneceğiz ancak sonucun Yılmaz’ı da, AK Parti’lileri de ve hatta Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı memnun etmeyeceğine dair ilk işareti aslında, Erdoğan'ın 15 Şubat'taki Samsun mitinginde vermişti.

Atatürk, ''Mektebe, camiye, kışlaya siyaset sokmayın'' demiş ya.

Eksik söylemiş.

''Hemşehriciliği de bulaştırmayın'' deseydi keşke.

 

* * *

Kızçelerin anlamlı bağışı

 

Samsun'daki Balkan Türklerinin kendilerine ''Has Kızçeler'' adını vermiş kadınları, her ayın bir pazar gününü 'Gümüş Günü' etkinliğiyle kutlamaya karar vermişler.

Ki;

Sayıları 30-40'ı buluyor.

Ve fakat.

Geçen hafta bu sayı hayırlı bir işe vesile olmak amacıyla bir defalığına da olsa gündeki sayı, 120 kadına ulaşmış.

Canik'tki Panorama otelde toplanan Has Kızçeler, gerek el emeği oyalı işlemeler, gerek elleriyle pişirdikleri pasta, börek ve yemekleri çekilişe koyarak kendi aralarında yaklaşık 24 bin lira dolayında bir gelir elde etmişler.

Has Kızçeler gurubu topladıkları bu parayı Samsun Huzurevi Yaptırma, Yaşatma ve Koruma Derneğine bağışlamışlar.

Has Kızçeler gurubunun bu  hayırlı faaliyetinin, son yılların siyasetin güdümüne girmiş hemşehri derneklerine örnek olmasını diler ve gurubun her bir  üyesini gönülden kutlarım.

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar