27.06.2022

Bir sergiden bir ülkeye uzanmak…

Cezayir, Fransa’ya karşı 8 yıl süren, 1.5 milyon insanın ölümüyle sonuçlanan bir silahlı direniş sonrasında, 60 yıl önce, Temmuz 1962’de bağımsızlığını ilan ederek bir ‘’demokratik halk cumhuriyeti’’ oldu.

Doğal gaz, fosfat ve çinko zengini olan bu Kuzey Akdeniz ülkesinin kısa sürede ‘’Refaha Ulaşan İlk İslam Ülkesi‘’ olacağı sanıldı, ama bütün bunlar olmadı. 

Ülke, 3,300 $’lık kişi başına gelirle ’’orta gelir altı bir ülke’’ konumunda. Enflasyonu yüksek, faal nüfusun % 40‘ı işsiz, gelir dağılımı ise çok bozuk.

Buraya nereden gelindi?

Fransa, 1830‘da Cezayir’i önce işgal etti. 1848’de bu toprakları bir ‘’eyaleti‘’ olarak kabul etti. Yeraltı kaynakları zengindi, bunlardan engin bir şekilde yararlandı. Bütün bunları yaparken halka yoğun şiddet uyguladı.

Ama derin sömürü ve şiddet uygulaması tepkisini getirdi. FLN adlı kurtuluş ordusu, 1954’de Fransa’ya karşı silahlı mücadeleye girişti.

Bu mücadele o denli çetinleşti ki, Fransa’da 4. Cumhuriyet bu direnişin üstesinden gelemedi. 4.Cumhuriyet halkoyuyla sonlandı. Fransa, referandumla bir ‘’ Başkanlık Yönetimi ‘’ olan 5.Cumhuriyeti ilan etti, Charles de Gaulle Cumhurbaşkanı seçildi. De Gaulle Cezayir için ‘’Kendi Kaderini Tayin Hakkı‘ ’öngördü. Bu kez ona karşı sonuç vermeyen bir ‘’generaller darbesi‘’ yapıldı. Darbecilerin kurduğu FNAF örgütü içinde, aşırı sağcı Le Pen‘in babası da yer alıyordu.

Bağımsızlık hareketinin lideri olan Ahmed Ben Bella (1916-2012), FLP’yi ‘’/milli/yerli/tek’’ olarak ilan etti, ülkedeki diğer tüm siyasal hareketleri yasakladı. Yabancılara ait tüm mal varlığı millileştirdi, toprak reformu ilan edildi. Cezayir, 77’ler Hareketi’nin oluşturduğu bağlantısız ülkeler hareketine katıldı. Otoriterizm kökleşince, liderlik çatışmaları başladı, Ben Bella gitti, yerine bu kez Albay Houari Bumedyen (1932-1978 ) geldi. Bumedyen bir adım daha öteye gitti ve sistemin adını ‘’ Cezayir Sosyalizmi ‘’ olarak koydu. Ama bu arada aile yasası şeriata uyduruldu. Yine de politik İslamcı hareketin 1991’de Mecliste çoğunluk alması önlenemedi. Bu kez 2002’ye dek süren bir iç savaş çıktı ve bu hareket kanlı bir şekilde bastırıldı.

O tarihten bu yana ‘’asker destekli bir despotik yönetim ‘’ülkede hüküm sürüyor.

Sonuç çıkaralım mı?

Ülke insanına ses ve nefes aldırmayan dikta rejimlerinde yöntem belli: Demokratik rejimin gereği olan hukukun üstünlüğü işlemiyor… Güçler ayırımı ilkesi çalışmıyor… Yargısı bağımlı oluyor… Basın olmuyor…

İşte böylesi ülkeler ekonomik sıçrama yapamıyor, çünkü demokrasi kuşunun kanatları yok. Ülke ‘’negatif gelişme girdabına ‘’ giriyor ve bu girdaptan çıkması da çok zor oluyor.

Cezayir’de de ne yazık ki böyle…

ETİKETLER; Karadeniz Ekonomi

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar