18.06.2022

​İktisat / Küreselleşme / İdeoloji

Gazi Erçel (1945-2022) dostumu yitirdim. Onu ‘’bir gazi gibi insan ‘’ olarak tanıdım. Dostluğu yaşanırdı, içtendi, iktisadi olayı yalın olarak görme yetisi vardı.

Hiç unutmam, Emirgân çay bahçesinde bana  ‘’Bir Merkez Bankası Başkanını başarılı kılan 10 faktör vardır, ilk 9’u geçelim, onları herkes bilir, ama 10. faktör genelde akla gelmez,  o da şans faktörüdür, o da ben de olmadı ‘’demişti.Onun Bıçak Sırtında adını taşıyan kitabını  öneririm, 2003‘de çıktı,ülkenin 2000‘li yılının krizi anlatır, çok içten bir hesaplaşmadır…Tükenmiş ama nadir kitap’ta bulunuyor.

Işıklar altında uyusun, hakkım geçmişse,  bin defa helâl olsun…

Özellikle bazı kavramları seçer, sarılırken, onun geçmişten o denli yalıtıyoruz ki…

İşte ‘’küreselleşme’’...  

Deyim,  17. ve  18. yy’larda  bile kullanılmış.

Geçenlerde  Cluny Müzesi‘nde  1500’lere doğru  dokunmuş bir perdede karşıma  bir ‘’unicorn’’ ( mitolojik tek boynuzlu at )  çıkmaz mı ? Unicorn’ların gücüne  MÖ 5 yy‘dan beri inanılıyor. Bu mitolojik simgeyi , o anlamından yalıttık,  2000’li yılların ortasında  bir  ‘’şirket  değer simgesi ‘’ olarak vurgulamaya başladık. Deyimi bu denli ucuzlatırsak, şirketin  değeri sıfırlandığında   herhalde‘’ sanscorn’’ ( sıfırlanmış boynuzlu at ) diyeceğiz.

Altı perde üstünde bir  unicorn‘la  gözüken ‘’güzel kadın’’ bununla 5+1 duyu organını ( görme / koklama / işitme /  tat alma  ve dokunma )  anlatıyor. Ya  ‘’altıncı duyu nedir? ‘’ derseniz, perdenin  altında ‘’ yaşamdan keyf alma  duygusu ‘’ olarak yazıldığını  gördüm.

Unicorn perdesini ise belge olsun diye aşağıya ekledim… 

                           

Evet,  küreselleşme ideolojisinin teklemesi  bu hafta konumuz.. 

 

                                                              X

Kovid  olayı, sadece bir pandemi  yaratmakla  kalmadı,  günümüzde iktisadi olayı sürükleyen adı sadece ‘’serbestiyet’’ olan globalleşme ideolojisini de tersyüz etti. Önce  ‘’ küresel arz  zinciri’’ gevşedi, fiyatlar artmaya başladı.  Büyümenin istimi kayboldu. Büyüme ‘’ yeni normal ‘’olarak  nerdeyse  % 1 ve 2’lere  yakın bir yerde  tayınlanmaya başlandı. Kovid döneminde  ‘’el parası’’niyetine,  artan para arzı,  daraltılacak oldu, yıkım olacağı düşünüldü, şimdilik  vazgeçildi. Önce ABD, sonra  gelişmiş dünya  birer-ikişer faiz yükseltti -New York Times 44 ülkenin  faiz yükselttiğini bildiriyor- ya da yükseltmeye karar  verdi. Ama bunun bir frenden çok bir resesyon  yaratacağı korkusu çok hakim.

İktisadın araçları  yetersiz kalır, yenilersin… Ama  temelde  iktisada yön veren ideolojinin yetersizliği var. Açık konuşmak gerekirse  ‘’küreselleşme ‘’ denilen olayı yönetmekte  kapitalizm yetersizliği bir yana, tıknefes kalıyor.  Zira  kapitalizm  bir pazar ideolojisi  ama  gözünün görebildiği bir menzile dek uzanabiliyor. Öyle  arz zincirleri üstünden oluşan daralmalara karşı bir reçetesi yok.  Bununla kalmıyor, dünya geneline hitap ettiğini düşünürken, popülist liderlerin  üretmesi olan ‘’pazar milliyetçiliği’’ olayını aşamıyor, çözemiyor. Bu tür  uyuşmazlıkların çözümü için oluşturulan çok taraflı kuruluşlar, başta  DTÖ, IMF ve DB hepsinin çanına ot tıkıldı, çanlar çalmıyor…

Kapitalizm, 2. dünya savaşı sonrası büyüme kurgusuyla yayıldı, genişledi.  Birinci ve İkinci Petrol  Şokları, fosil kaynakların maliyetini çok yükseltti.  Ama  bunlar aşılabilecek devrevi krizler niteliğindeydi. Pazar var olduğu sürece talep yanlısı siyasetlerle bu krizler aşılırdı, J.B. Say ‘’ her arz, kendi talebini yaratır’’ dememiş miydi ?

3. Sanayi Devrimi sonrası oluşan ‘’Sanayi Ötesi Toplum Dönemi ‘’ imalattan çok, IT devrimleriyle bezenmeye başladı. İnsanlık, satrançta bilgisayara yenilen ‘’ Turing Hipotezi ‘’nin  sonuçlarını öfke ve korkuyla yaşamaya başladı.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgal çabasının sonuçları, şimdi  ‘’şımarık / narsist  tüketici’’nin suratına  şamar indirmeye  hazırlanıyor… Buğday krizi  bu işin ucundan görünen yanı. 2022 kışında ısınamayacak olan  Avrupa‘nın 500 milyonluk tüketicisinin paniğini  görür gibiyim. Çünkü ‘’iktisadın babası ‘’ Adam Smith tüketici ‘’ rasyonel insan ‘’ diyordu ama onun  ‘’ben’’ diyen  ‘’sadece kendini seven ‘’ bir hedonizm (insan eyleminin sadece haz  sağlamayı amaçlaması) dalgasına kapılabileceğini sanırım hiç düşünmedi, oysa 2022 kışında  bunu yaşayacağız…

Dünyayı sadece  yok eden fosile dayalı  bir  enerji, yine de büyümeyen ekonomi, hasadı cılız bir harman, 3-5 elde yoğunlaşan servetler, asgari ihtiyaçlarını bulmakta zorlanan tüketiciyi sarmalayan bir dünya ekonomisi için,  delinen iktisadi ideolojinin  kendisidir diyelim, yamayı başka bir yer için aramayalım…                     

 

                                                              X

Son sözümüz  çınarımız ve ışığımız  Yaşar Kemal‘den  : Gülümse bitsin karanlık. Gülümse karamsarları şaşırt. Gülümse güller açsın yüzünde.Gülümsenmenle yayılsın ışık,dünyayı  ısıtmasan da güneş gibi… 

(km / gönderi: 18.06.2022)

ETİKETLER; Karadeniz Ekonomi

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar