6.08.2022

Kuzey Kutbu / Petrol / Rusya

Rusya’nın geçen hafta açıkladığı yeni Deniz Askeri Doktrini 2015’dekinden farksız, ama önemli bir ekleme var: Rusya, Artikt ya da diğer adıyla Kuzey Buz Denizi’nde hükümranlık haklarının kendisinde olduğunu açıklıyor…

Bu deklarasyon, dünyadaki yeni bir çatışma alanının kuzey kutbunun fosil kaynakları olacağını gösteriyor. Kuzey kutbu, ‘’dünyanın canevi’’. Kuzey buzulları deniz ve iklim dengesini sağlıyor. İkincisi, bu alanda mevcut fosil kaynak rezervi, dünyanın ‘’son atımlık barudu‘’.

Kuzey kutbunda toprağı olan 8 ülke (Rusya, Finlandiya, İsveç, Rusya, ABD, Kanada, Danimarka, Norveç) 1996’da bir ‘’Artikt Konseyi’’ kurdu. Bu Konsey, fosil alanlarının korunmasını hedefliyor. Ancak 26 yıllık geçmişinde ‘’tek bir karar alamaması ‘’ ile ünlü. Buna karşılık bu sekiz ülkenin kendi ‘’çöplüklerinde‘’ ortalığı dalgalandırmadan, 1968‘den petrol ya da doğal gaz aradıkları ve çıkardıkları bilinen bir olgu.

Rusya’nın geçen hafta dünyaya duyurduğu ‘’Deniz Askeri Doktrini‘’ egemenlik mücadelesini bu kez kuzey buz denizine genişlettiğini belgeliyor. Rusya, kuzey buz denizinin adının artık ‘’Rusya Denizi ‘’ olarak anılmasını istiyor. 6.000 askerden oluşan bir ‘’Arktikt Ordusu’’ var. Sibirya’daki kuzey uç kenti Murmansk onlar için ‘’ Rusya’nın Enerji Kapısı ‘’olarak çalışıyor. Rusya‘nın 44, ABD’nin sadece 1 buz kıran gemisi varlığı, Rusya’nın tartışılmaz üstünlüğünü anlatıyor.

Putin olayı iyi özetliyor: Arktis’deki ana karadan ayrı (off shore) alanlar, Rusya’nın 21.yy. için fosil kaynak rezervidir.

Rusya, Ukrayna müdahalesini bu kez kuzey kutbunu kuşatılarak devam ettireceği anlaşılıyor. Kuzey denizinde ‘’Bu alanlar benim !‘’diyen herhangi bir oldu-bittisi, Rusya ile Kuzey Atlantik Birliği ( NATO ) arasındaki ‘’ soğuk savaş ‘’ın bu kez bir sıcak çatışma konusunu oluşturacak.

94 milyar varil doğal gaz ve 44 milyar varil petrol varlığı ‘’ Deniz Askeri Doktrini ‘’ ile birlikte ele alındığında, yeni hedefin, daha çok gaz ve petrol, bunun için de daha fazla ‘’çatışma’’ olarak belirlediğini anlatıyor. Büyük iklim depremleri, Rusya’nın aldırmayacağı bir risk olacak.

Bu Doktrinin açıklandığı günlerde iz bırakan yayınları için okuduğum Yeşil Gazete‘den Gaia Hipotezi‘nin isim babası Dr. James Lovelock’un (1919-2022) öldüğünü öğrendim. Bu bilim insanı, 1970‘deki hipotezi ‘’Gaia‘’olarak nitelediği dünyanın bir geri besleme etkisiyle yaşadığını savlıyordu. Dünya her şeyi içine alan karmaşık bir varlıktı. (Ama) sibernetik bir sistem oluşturan bir bütünlüğü ve küresel bir kontrol sistemi vardı. Lovelock bu savını ‘’The Quest for Gaia‘’ (1970) adıyla esere dönüştürdü. Ama 30 yıl sonra, 2009‘da yazdığı eserinin adı ‘’The Vanishing Face of Gaia’’ (Gaia’nın Yokolan Yüzü) idi. Tezi ‘’Harekete geçmek için ne kadar az zamanımızın kaldığını idrak etmeliyiz ‘’ne dönüşmüştü.

Jeopolitik dünya mücadelesi, egemen ülkelerin toprak genişletme aymazlığını fosil kaynaklara her koşulda erişim niyeti olduğunu belgeliyor. O kaynakların kullanımıysa biz insanoğullarını ve yerküremizi daha tez yok edecek.

 

ETİKETLER; Karadeniz Ekonomi

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar