21.06.2025

Hatay’da 220.000 konteynerde yaşayan insan var.
Antakya Medeniyetler Korosu kurucu şefi Yılmaz Özfırat adresini şöyle veriyor:
-Katar 2 ,626’dayım..
‘’Geçici Barınma Merkezi’’ denilen bu konteyner-kentler Hatay’ın hemen her yerinde. Vatandaşın deyimlendirmesiyle ‘’kışın donduruyor, yazın yakıyor, psikolojimizi bozuyor’’.
4,5,6 hatta 7 insandan oluşan aileler, 24 saatini, 21 m2’lik konteynerlerde yaşam geçiriyor.
Konteynerlerin birinin dış duvarında gözüme takılan ‘’ Umut 4 duvara sığmaz’’ sözü çok şey söylüyor, ben de o umudu arıyorum.
Hatay’ın depremi iliklerine dek yaşayan, 17.000 evin yıkıldığı, herhalde en az o kadar canın yitip gittiği, nüfusun artık 18 konteyner kentte yaşadığı bir Samandağı’nda ‘’Sinema Günleri ‘’ yapmaya kalkıştık. Bu işin diğer gönüllüsü Samandağ’lı dostum Macit Şahyazıcı.
Çıkış düşüncemiz şu:
-Depremzedelerin en büyük gereksinimi moral…
Sonu ‘’güzel’’ biten Yeşilçam filmleri bunun en iyi aracıdır diyoruz. Bir ‘’kahkaha’’ tüm derdimiz.
İKSV’de yıllar yılı film sorumlusu olan Azize Tan imdadımıza yetişiyor… Bize Bir Film, MUBİ, Başka Sinema,TME, BG Filmcilik’in adlarını veriyor.
Onlara yolladığımız not’lar çok kısa: Lütfen, depremzedelere 1 film bağışını çok görmeyin…
Sağolsunlar, hepsinden ‘’olumlu’’ dönüşler alıyoruz.
Bir dağıtıcı kuruluş yetkilisi animasyonlu çocuk filmi göstermemizi öneriyor.
Neden olmasın ki?
Her gece önce bir çocuk filmi gösterebileceğiz.
‘’Dayanışma’’ ve ‘’gönüllülük’,gizemli sözcükler.
Kıymetli dost Ercan Kesal’ın ‘’Ben de geleceğim, onlara anlatacaklarım var’’ sözleriyle içimiz ılıyor. Fanatik Film’in sahibi Nejdet Arkın Yeşilçam filmleriyle büyük katkı sağlıyor.
Türkan Şoray, evet Türkan Sultan’dan söz ediyorum, sağolsun,’’Depremzedelere borcumuz’’ sözleriyle, sinema günlerimize katılıyor.
Şahyazıcı dostumuz, depremde 7 üyesini toprağa veren Antakya Medeniyetler Korosu ile görüşmüş, ‘’Dayanışma adına açılış konserini veririz’’ sözünü almış.
Hatay’lı sanatçılardan oluşan Mengene Grubu yine ‘’ dayanışma adına’’ kapanış konserini üstleniyor.
Bir açmazımız var: İş beyaz perdeden ibaret değil, ciddi bir düzen kurmak gerekiyor, bu da profesyonel destek gerektiriyor.
Samandağ Belediyesi ve TİP’den seçilmiş Başkanı Emrah Karaçay sağolsun, işin bu kısmını üstleniyor.
İmeceyle işleyen bir düzen olsun, tüm isteğimiz bu…
Para saçmadan, kamuya yük olmadan, ‘’sponsor’’ adında para babası aramadan, kendi halinde sinema günleri…
Antakya Medeniyetler Korosu, Türkçe / Kürtçe / Aramice şarkılarla açılış konserini veriyor.
Şef Yılmaz hoca rahatsız…Çığıldayan bir ses ve halis bir Türkçe’ye sahip, kendi deyimiyle ‘’alaylı‘’ Meltem Bingöl koroyu yönetiyor. İki çocuk annesi, sosyolog Meltem hanım, konser sonrası kendi olanaklarıyla 4 saatlik yoldan Mersin’e dönecek.
İşin aslı da bu! Kimseye yük olmadan dayanışmayı olanaklaştırmak.
6 Şubat Depremi sonrası, Türkiye insanının gösterdiği o çoşkun dayanışmanın ruhu, 28 ay sonra bir kez daha yaşıyor.
Vatandaş keyifli, 500 sandalyenin tümü dolu, insanlar duvar üstlerinde tünüyorlar.
Ağzından bal damlayan Ercan Kesal’ın sözleriyle ‘’yaralarım benim dermanım’’ dercesine, etkinliği alkışlıyorlar.
Gömülmüş insan sayısı belirsiz olan ‘’Kimsesizler Mezarlığı’’ nın duvarındaki ‘’Gitmedik ki dönelim‘’ sloganı, deprem vurgununu yemiş insanların bu yerde yaşamak kararlılığını anlatmıyor mu?
Sivil toplum, imece anlayışıyla bu günlerin aşılmasına el vermeli, kozalar örmeli.
Sinema Günleri’nin dersi bu…
Yaşar Kemal ustamız diyor ki: Aç yüreğini…Ve dostluğunu, ver çocukca saflığını, ver kardeşliğini, bana mısın demek ne demek, bunca sıcaklık, bir insanın insana kardeşlik duyabilmesi deli ediyor insanı.