Halkın yaşamında değişen hiç bir şey yoktu.

’’Devlet denilen aygıt halktan aldığı vergilerle kendini finanse eden bir suç örgütüdür’’ diyen ve  devleti parçalamak için  ‘’elektrikli testere’’ ile dolaşan bir bağnaz, vatandaşın oyunu nasıl alabilmişti?

Çok basit: Santaj…

Seçimlere 3-5 gün kala ABD’ye, Beyaz Saray’a çağrılan bu adamın eline Trump 40 Milyar $’lık swap denilen bir ‘’çek’’ tutuşturdu ve şunu dedi:

-Milei seçimi almazsa bu çek karşılıksız çıkacaktır…

Kimdi bu Milei?

Milei  kendisini  ‘’sağ liberteryen’’ ve  kimi zaman ‘’ anarko- kapitalist’’ olarak tanımlıyor. Bu tanımların özeti, devlet ortadan kalkmalı…

Şiddet ve saldırılara karşı asgari devleti aradığı için bir ‘’minarşist’’.

Bu tanımlar adı çoktan unutulmuş piyasa teorisyenleri  G. Molniari, F. Bastiat ve B. Tucker’de  ifadesini bulan tanımlamalar.

Bu görüşler belki sadece ‘’Siyasete Giriş’’ derslerinde dipnot olarak okutuluyor.

Adamın geçmişinde kalecilik ve şarkıcılık var. 

Ama efendilerine hizmet vermekten hiç  geri durmamış,  garip yerlerde danışmanlıklar yapmış. Soykırımcı darbeci general Bussi’ye hizmet etmiş, bunu ‘’ikrar’’ etmiş.

Neo Nazilerin ve darbecilerin oluşturduğu Avanza Libertad ile politika yapmış ve bundan ‘’onur’’ duyuyor.

Meslek olarak ‘’profesör’’ titrini kullanıyor. Ama bu ünvan sadece bir ‘’okutmanlık’’. Çokca kitabı olduğu vurgulanıyor ama son kitabı El Fin de la inflation (2023)‘a bakılırsa, bunlar 30-40 sayfalık  propaganda broşürleri.

Radyo ve TV’lerde ‘’En çok röpörtajı yapılan ekonomist’’ ünvanına sahip. Anlamı var mı? Mikrofonla günümüzde ‘’liyakayatsizlerin’’ kullandığı bir araç.   

Kadın düşmanı, kürtaja da karşı. Ötenaziyi kabul etmiyor.

Organ satışı, silah bulundurma hakkı  ve  uyuşturucu ticaretinde, bune demekse, ‘’liberalleşmeyi’’ arzuluyor.

55 yaşındaki Milei’nin bir cümlesi bir sonraki ile tutmuyor. Rakiplerine  ‘’ Hamam Böceği’’(Kukas) demeyi seviyor. Suçlarken ‘’ marksist endoktrinasyon merkezi ‘’,  ‘’keynezyen zalimler’’ gibisinden deyimlerini çok seviyor.

Altı köpeğinden birinin ‘’Milton Friedman ‘’ adını taşıması, ne menem bir ‘’piyasa yobazı’’ olduğunu çok iyi anlatıyor.     

Kamyon şöförü olan bir babanın oğlu olarak tüm eğitimini ‘’ücretsiz’’ katolik okullarında yapmış. Bu okullar ‘’bağnaz insan’’ yetiştirmekle ünlü. Yüksek eğitimi ise nedense hep ‘’özel’’ üniversiteler.

Milei’nin son 2 yılki Arjantin’in uyguladığı ‘’Elektrikli Testere Programı’’nı haftaya ele alacağım.

Arjantin halkı çok yakında ‘’organlarını satmak’’ zorunda kalacak ve ‘’eyvah’’ diyecek.

Halkın Don’t Cry For Me Argentina (Arjantin, benim için ağlama!) şarkısını ‘’tekrar’’ söyleceğini görür gibiyim.

Son 100 yılında 10 moratoryum, 2 büyük askeri darbe, ve 4 yanlış ekonomik programını kendine yaşat(y)an Arjantin’e kim ağlasın ki…

Milei’nin ağlamayacağı kesin:

Cumhurbaşkanı seçildikten sonra 2024’de onunla aynı tornadan çıkma olan Meloni’nin imzasıyla İtalyan yurttaşı oldu.

Anlaşılan sığınacağı ülke şimdiden belli…  

Yaşar Kemal diyor ki: ‘’Gelin, ışığın türküsünü birlikte söyleyelim’’.

Not 1: Başkan Trump’ın ‘’federal fonları keserim’’ tehditlerine karşın, New York belediye başkanlığına  34 yaşındaki Zohran Mamdani %50 oyla seçildi. Demokratlar, 2 eyalette vali çıkardı.  Trump’ın  ibresi ters dönüyor…

Not 2: AB Genişleme Zirvesi’nde Arnavutluk ve Karadağ’ın AB üyesi yapılması kararlaştırıldı. Türkiye ‘’ismi aday ülke’’ ler arasında anıldı.  

Not 3: Figen Gürsoy’un Yaşar Kemal eserlerinden oluşan minyatürleri Paris’ten sonra şimdi İzmir/ UrlaDam’da açılıyor.