19.01.2020

5 dakikada tavşankanı çay demlemek...

Alışmışız ya, ben diyeyim “acele” siz söyleyin  “kolaydan elde” etmeye…

Onun için; “Amaca ulaşmak için her yolu da mubah” da her konuda saymışız!

“Helal” imiş, “haram” imiş hesaba katmamışız!

Kanuni’nin bile, “Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi”  dediği sağlık ile sıhhati bile para kazanma uğruna yok saymışız!

Tayinleri ve tarifleri de işimize geldiği gibi yapmışız!

Sonra gele gele, ne sağlığın, ne helâlin, ne çalışarak kazanmanın mubah sayılmadığı bir toplumsal anlayışa hizmet eder hale gelmişiz vesselâm!

*

Örnek mi?

Ben diyeyim “bini bin para”, siz söyleyin “yüz binlercesi!”

Ama bazıları var ki, 300-500 kişiyi değil, 3-5 milyonu bile değil, neredeyse 80 milyonu ilgilendiriyor.

Türkiye’de, sudan sonra en çok tüketilen içecek olan çay işte bunlardan birisi.

Kaçak yollardan girenlerde mi ararsınız, yoksa Müslümanlık ve ahlâk söz konusu olduğunda “mangalda kül bırakmayanların” cirit attığı Türkiye’de çöplerden üretilenleri mi sayarsınız!

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın arada bir görevini hatırlayarak tespit edip kamuoyu ile paylaştıklarına mı bakarsınız!

Çay da “taklit ve tağşiş” denilerek sahtekârlığın yumuşatılmış şekli ile ifadesine mi göz atarsınız!

*

Yetmedi;

Gerçek manada bilim adamlarının açıklamalarına, katkısız çay üreten hakiki çay sanayicisine mi bakarsınız?

Olmadı, Murat Taşkın’ın nerede ise 20 yıldan beri;

Kimi zaman kaçak çay,

Kimi zaman çay çöpünden üretim,

Kimi zaman, glikoz ve karbonat kullanmak, diye papağan gibi tekrar tekrar yazdıklarına, hazırladığı raporlara mı göz atarsınız?

*

Demek istediğim odur ki, “sağırın duyduğu, körün gördüğü” hale gelen çaydaki sahtekârlıkları görmek, anlamak mı istersiniz?

Her şey ortada!

*

Durun tam hikâye edeyim.

Çok değil, 3-4 yıl önce Çamlık’daki ev inşaatını ziyaret ettiğim bir dostumun, “Çay içelim”  teklifine,  “hazır mı?“ diye soruma “5 dakika da hazırlarım” demesi yok mu;

Gerçekten de “5 dakikada tavşan kanı demli çay” demesi de yok mu?

Gelen çayın gerçekten tavşan kanı olduğunu görmem ile “Getirin bana şunun paketini” diyerek elime aldığım ve ovuşturduğum siyah çayın, 10 saniye de kahverengine bürünmesi yok mu?

Gel de, 2 yıl önce bir TIR ile gelen 20 ton karbonatı, glikozu hatırlama bakayım! En büyük sahterkârlığın yapıldığı sektörlerden birinin çaycılık olduğunu, sağlık açısından çok büyük tehlikesi bulunduğunu

*

Bakın ey ümmet-i insanlar:

Tarihin en eski içeceklerinden olan çayın bir çeşidi olan siyah çay atıksız ve katkısız 18 ila 25  dakika arasında, “tavşan kanı” diye tarif edilen şekilde dem alır. Bu art niyeti bulunmayan ve başka hesabı olmayan her yerde böyledir.

Onun dışında “5 dakika da demlenmekten” dem vuranlar, ister “çay özü” desinler, ister “ekstrakt”a dayansınlar, hepsi insan sağlığı açısından öyle veya, az veya çok tehlikelidir.

Ve de kısacası, sadece çay değil her gıda maddesi için geçerli olan bir gerçek vardır. O da “raf ömrü” diye bir tabirin içinde yer alanlar, bunlardan kullanılanlar asla naturel değillerdir.

“Sağlık açısından hiç zararlı değillerdir” denemeyecek derecede de olumsuzluklara sahiptirler.

Gelecek yazı da,“Tereyağı”n da, krema, bitkisel karışım yaparak yağlanmak üzere…

 

 

ETİKETLER; çay devlet sağlık

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar