26.09.2022

Heterodoks sistemiyle ekonomik rekorlar!

Faizle mücadele edildiği söylenen bir dönem de bankaların kredilerden aldığı faizler ise rekor üstüne rekor kırıyor.

Geçen yılın (2021) ilk 7 ayında (Ocak-Temmuz arası) ne kârları 40 milyar TL olan bankalar, bu yılın (2022) aynı döneminde 5 katlık bir artış ile faiz gelirlerinden 207 milyar TL kâr elde ettiler. Bu bankacılık tarihinin rekoru.

Sonra Dış Ticarette açık ile…

Bu yılın (2022) Ocak-Temmuz arasındaki 7 aylık döneminde dış ticaret açığı 62.2 Milyar Dolar oldu. Bu da 7 aylık dönem itibariyle Türkiye Dış Ticaret açığının rekoruna ulaştı.Böylelikle Türkiye’de büyümede rekor kırmış oldu. Ama faiz artışı ve dış ticaret açığı ile elde edilen rekorlar yukarıya mı, ya da aşağıya doğru büyüme ile mi gerçekleşti? O ki bu “Yukarıya mı, yoksa aşağıya mı?” diye sorarak büyümek, dolayısı ile uzamaktan söz eyledik kıssadan hisse:

Köylerinde minare olmayan ve ömürlerinde hiç minare görmemiş olan bir kaç köylü, hayatlarında ilk defa şehre giderler.Daha önceden minarenin adını dahi duymadıklarından ve ne olduğuna dair bir fikir sahibi olmadıklarından dolayı karşılarına çıkan caminin minaresini görünce hayranlıkla ona bakakalırlar.Minareyi ağaç sanan köylüler böyle bir ağacın kendi köylerinde de olması gerektiğini düşünürler ve bu ağacın tohumunu elde etmeye niyetlenirler.Bunu fark eden şehrin “uyanıklarından” biri köylülere hiç tanımadıkları havucun da tohumunu satar.“Bunu ekerseniz bu ağaç çıkacaktır.” der.

Tohumu elde etmenin sevinciyle köylerine dönen köylüler havuç tohumunu hemen toprağa ekerler. Sularlar, bakımını yaparlar. Fakat aradan bir kaç ay geçmesine rağmen minare ortaya çıkmaz. Aksine yeşil otlar çıkar tarladan yukarıya doğru yükselir.Sonunda kızıp da merakla o otları çeken köylüler havuçla karşılaşınca “Biz tohumları ters ekmişiz! O yüzden göğe yükseleceğine yere uzanmış.” derler! Hadi ekonomi idare etme işini, “Dünya gider Mersin’e, Türkiye gider tersine!” deyimini hatırlatarak Dünya Gazetesi’nde Şeref Oğuz’un “Heterodoks” u tarifi ile tamamlayalım: “Heterodoks; kabul görmüş ekonomi kurallarını hiçe saymanın adı… Herkesin mersine gittiği yerde tersine gitmenin ekonomi literatüründeki fiyakalı ifadesi… Hele ki buna ‘eklektik’ sıfatını da eklediğinizde, ‘kafana göre takıl’ pratiğini benimsemiş oluyorsunuz. Bu süreçte planlama göz ardı edilir, ilkeler bir kenara bırakılır. Piyasanın gündelik refleksleri ve oluşan ihtiyaçlara ‘anlık’ çözümler aranır. Çoğu karar, günübirlik ve panik atak içinde alınır. Merkez Bankası karar üstüne karar alır, Resmi Gazete’nin gece yarısı bülteni, kararlar manzumesine dönüşür fakat sorun şudur ki ortalıkta karar vericilere güven kalmamıştır. Bu da alınan karar ile bir şeyi düzeltirken diğer şeylerin bozulmasına vesile olunur.” Ve de borçlanarak “büyüme!”, ya da “mal, mülk, yol, tünel, köprü” sahibi olmanın, daha açıkçası “kendin üreterek değil, başkalarından satın alarak”  gelişmenin (!) 2003-2022 arasındaki 19 yıl 7 aylık yarattığı Türkiye Dış Ticaret açığı: 893 Milyar 700 Milyon dolar. Yani ürettiğinden çok daha fazlasını oburca yiyen; gelişmiş ülkeler gibi gıda, tarım ve enerjiye yatırım yaparak değil,  “Toplu Konut Seferberliği” ilan ederek betona dökmeye devam eden bir Türkiye… Ezcümle; el alem nereye giderse gitsin. Ama bizdeki tersine gitme artık bitsin! Yoksa Musa Eroğlu varılacak yeri; “Aşağıdan yukarıdan yolun sonu görülüyor.” diyerek terennüm ediyor zaten!

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar