25.09.2025

Hep; Ben merkezli olmak…

Birlikte olabilmek, zor olduğu kadar da kolaydır…

Her şeye “ben” merkezli bakıp, “herkesle birlikte olacağım” diyemezsiniz.

Bazen çok karmaşık ve zor gibi görünen, kentteki bu ortak yaşamı, “Ortak paylaşım alanında birlikte olduklarınızın yerine kendinizi koyarak düşünmeye başlayarak” basit bir hale getirebilirsiniz. Basit yaşamın sorunlarını çözmekte aynı zorluk derecesindedir.

 

Bunun için aklımızdan eksik etmeyeceğimiz temel hareket tarzı, “Sınırsız özgürlük yoktur. Benim özgürlüğümün sınırı karşımdaki ya da yanımdakinin sınırına kadardır” diyebilmektir.

 

Kendi özgürlük alanınızdaki sınırlar size yetmiyorsa, o takdirde, ortak alanlarda buluşacaksınız. Ama o alanların kurallarını paylaştıklarınızda birlikte koyabilmeyi, toplum halinde yaşamanın ilk kuralı olarak koyabilmeyi başarmak zorundasınız. Bunun için de, öncelik “Birbirinizi anlayabilmektedir.”

Aksi takdirde, paylaşmaya çalıştıklarınız, “Ben ateşin içindeyim. Sen derede yıkanıyorsun” diyorlarsa, toplum ve de en üzeri millet olamazsınız. 

 

İNÖNÜ ile BÖLÜKBAŞI..

Meydanlara insanları doldururken, sandığa oyları dolduramayan 1960'lı yılların politikacısı, bir hitabet ustası Osman Bölükbaşı ile devlet ve siyaset adamı İsmet İnönü ile ilgili çokça anlatılan bir kıssa:

*

CHP Genel Başkanı İnönü ile CKMP Genel Başkanı Bölükbaşı, Adana’daki seçim çalışmalarından sonra Ankara’ya aynı uçakla dönüyorlarmış.

Uçakta, İnönü’nün yanında küçük torunu da varmış.

Uçak alçaktan uçarken, minik torun elindeki şekerleri göstererek, “Dede atalım da çocuklar sevinsin” deyiverince, Osman Bölükbaşı hemen yandan söze karışmış: Yeğenim, yeğenim dedeni atta bütün millet sevinsin.”

Uçakta bulunan herkes rahmetli İnönü’nün dakikalarca güldüğünü anlatılar.

 

İŞİMİZ-GÜCÜMÜZ; ALGI VE DALGA!

Toplumun gerçekleri görmemesi, daha doğrusu "bakar kör olması" için ne gerekiyorsa yapılıyor.

Ben diyeyim "algı", siz söyleyin "dalga" operasyonları ile aklını kullanamayıp anlamaması için.

Her türlü göz boyama ve uyutma araçları kullanılarak her yer adeta toz-duman haline getiriliyor. Aydınlıklar karanlıklara salınıyor.

Kurda; "Ne zaman daha soğuk" diye sormuşlar; "Güneş doğduğu zaman" demiş."

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar