16.07.2022

Fındık için öneriler…

Hem rekolte hesabında, hem de fiyatlandırma da “dananın kuyruğu Temmuz sonuna kadar kopacak” gibi gözüküyor.

Önceki günkü; “Fındıkta rekolte 750 bini, fiyat ise Ordu’yu gösteriyor” başlığı attıktan sonra “TMO’nun da fiyat da gecikmemesi gerekiyor” çağrısını yaptığımız yazı sektörde üretimden tüketime kadar yer alanlar, emek verenlerce dikkate alınmış ki, çok sayıda mesaj aldık.

Demek ki, kamu denilen tüm adına işimizi olabildiğince doğru yapmaya çalışmışız.

Çünkü fındığa ne sadece üretici, ne tüccar, ne sanayici, ne ihracatçı, ne ithalatçı, ne de tüketici gözüyle bakıyoruz! Sektörü üretimden tüketime kadar bir bütün kabul ederek kalem oynatmaya çalışıyoruz.

*

Neyse!

Biz gelelim gönderilen kısa mesajları.

Samsun Halk Gazetesi’nden meslektaşım Ragıp Göker; ''Ordu banko, plase Samsun'' öngörüsü için Murat Taşkın'a yönelik ''Fazla iyimser bir beklenti'' şeklinde gelebilecek eleştirileri anlamsız buluyorum.

Murat Taşkın, beklentiden öte olması gereken bir tespitte bulunmuş aslında.

En azından ben öyle düşünüyorum. AK Parti kurmayları ve de özellikle Cumhurbaşkanı, seçimler yaklaşırken, fındığın ziyan olmaması için üreticilerin beklentisine kulaklarını tıkamayacaklardır.” derken diğer görüşler şöyle:

*

Birisi:

“TMO hemen acil fiyatı açıklasın. Herkes de işine baksın. Çünkü fındık 30 gün sonra çuvalda.”

*

Bir başkası:

Hesap piyasa şartları ile sürdürülebilirlik üzerinden yapılmaz ise işi buralara vardırırlar. Açıkla 50 TL. Sonra zorda kalma.

Cumhurbaşkanı fındık fiyatının sandığa etki yapmadığını biliyor. Ama yerel politikacıların projesiz siyasetlerinde, fındık fiyatı dışında bir argümanları olmadığı için bu kadar mevzu oluyor.”

Farklı biri daha: Fındık için zor bir sezon olacak. Avrupa tarihinin en zor zamanlarını yaşıyor. Bunu göz önüne alarak bir fındık politikasının oluşturulacağını sanmıyorum. Fakat yanlış bir kararın bedelini de devlet bu sezon ödeyecektir.

*

Bu da kayda değer bir istek:

“En mantıklı hareket alan bazlı destek miktarını arttırarak daha makul ve taban fiyat açıklanabilir. Fakat siyasi söylem açısından bunun yeterli olmayacağını düşünüyorlar. O zaman da yüksek rekoltede, yüksek fiyat açıklanırsa geçmişte yaşananlar tekrarlanır. Çünkü Türkiye’nin dünya üretimindeki payı geçen yılların gerisinde. İtalya, ABD, Kafkaslar, Şili. Hepsinde iyi mahsul olan bir sezona giriyoruz. Ayrıca en büyük pazarımız olan Avrupa’da enerji krizine bile çözüm bulamadı. Tüketim mutlaka düşecek.”

*

Bu da sürdürülebilirliği de unutmadan hareket edilmesi gerektiğini ortaya koyan akılcı bir tespit:

“Fiyat ne kadar olursa olsun. Piyasa fiyatı belirler. Arz iyi görünüyor. Ama talep o kadar iyi değil. 45 TL için avcunu ovuşturan vardır. O zaman gelsin bugün 2021 malını piyasadan toplasın. 41 TL ye mal işlem görüyor. İşte bu piyasa fiyatı. Unutmayalım ki 3 Dolar prensibini bir şekilde sanki piyasa gerçeği gibiymiş gibi göstererek yıllardır Oregon ve Şili’de üretimin artışı desteklenmiş oldu. Şimdi oralardaki üreticiler de 3 dolar olsun diye ellerini ovuşturuyorlar. Doğru politika üretilmezse sonumuz hazin olacak. Bir an önce DGD’yi yeterince artırıp ona göre piyasa fiyatı verilmeli. Yoksa 3-5 sene sonra üretimdeki payımız %60 ların altına doğru gerileyecek. Bugünkü politika sürdürülebilir bir politika değildir. Ayrıca fındığın fiyattan ari birçok sorunu var ve hepsi gelip sonunda devlet erkinin yapısal ve denetleyici düzenlemelerine muhtaçtır.”

ETİKETLER; Karadeniz Ekonomi

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar