30.10.2025
 
Fındıkta “sap ile saman birbirine karıştı” diyeceğim ama bakıyorum ki ellerine kepçe, pardon kalemi alıp, tuşlara da dokunarak karışıklığa bilerek ve bilmeyerek çanak tutanlar da bizim mahalledekiler!
“Bizim Mahalle” neresi mi?
Kamuoyu denilen tüm adına işini; “Gözümün gördüğünün yarısın inanırım, kulağımın duyduğunun hiç birine inanmam” ilkesi ile gerçekleri araştırıp, irdeleyip iletişim vasıtaları ile ortaya koyan, kamuoyu ile paylaşan, bunu yaparken de haberde etkisi karşılığı olan Basın Mahallesi!
Söz konusu habercilik ise, işini “5N-1K” formülü ile yapan, yazanlığa değil de yazarlığa terfi etmiş olanların ise, bilgi sahibi olarak fikirlerini köşelerine taşıdığı basından söz ediyor, dem vuruyoruz.
Bu noktadan, bu açıdan baktığımızda da basının durumu hiç de iyi görünmemekte, hatta vahim bir durum arz etmektedir.
*
Nasıl mı?
O ki, Temmuz ayının başındaki rekolte tartışmasının ardından, sürekli fiyattan söz edip, “İndi-bindi” haberleri yapıp, köşelerde de en doğruyu bilenler, tahmin edenler sıfatıyla (!) yazılıp çiziliyor ya biz de oradan devam edelim!
Son haftalar, ayların fındıkta en çok konuşulanı ne?
Fiyatı…
Fiyat ile ilgili haberlere göz atınca ilginç olduğu kadar, olmaması gerekenler de hiç de az değil.
Hele hele kamuoyu ile paylaşılacak bir haberde, kaynağının önemi, açıklama yapanın yetkisi ve etkisi göz önünde bulundurulması gerekirken, titri sadece kendi çıkarı için fındıkçı olanların öne çıkarılması yok mu?
Bunun haberle, habercilikle izah edilir tarafı var mı?
Zaten açıklama yapanların bir kısmının ne unvanı, ne yetkisi, hatta ne de bilgisi var.
Sadece bir hedefleri var: O da kendi pozisyonları, kendi hesapları, yani ben diyeyim ”depoları”, siz söyleyin “stokları.”
Ona göre fındığa fiyat biçiyorlar, onun için kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar.
Yani hepsi kendileri için. Kendi keseleri için!
Anormal mi?
Serbest piyasa sisteminde değil!
*
Anormal olan, bunları sayfalarına, ekranlarına taşıyanların bunu kamu adına habercilik yaptıklarını zannetmeleri…
Ya da daha beteri, bile bile yapmaları.
Maalesef, meslektaşlarımız değil ama arkadaşlarımız da bunlara çanak tutuyorlar.
Ama piyasa kendi şartlarında, eksik veya fazla, doğru veya yanlış devam ediyor.
Bu devamda, birileri normal sayılabilecek kilo başına 350-400’ü bile sollayıp, 500-600’den dem vuruyor.
Bizim mahalledekiler de “kaşına gözüne bakmadan” bunun olup-olamayacağına aldırmadan haber diye yapıp, kamuya sunuyorlar.
Bir başka deyişle, “Yanlış tartı ile doğru mal satmaya çalışılıyor.”
*
KISSADAN HİSSE
“Onlar ki verir lâf ile dünyaya nizâmât,
Bin türlü teseyyüp bulunur hânelerinde.”
Ziya Paşa
-Onlar ki dünyaya lâf ile nizam verirler. Onların evlerine gidip bakın, hanelerinde bin türlü ihmal ve düzensizlik görürsünüz.



