17.05.2017

EŞEK ADASI

Trabzon’dan Eşek Adası’na tur düzenleyerek, “bir taşla iki kuş vuralım” derim! Derim demesine de, Ege’deki 13.5 km kare büyüklüğündeki adaya İzmir’den gidişgelişimizi nasıl gerçekleştirebiliriz? Onu araştırıyorum. Sanki; “Yunanlılar nasıl gitti? Nasıl orkestra kurdu? Mangalı yaktı. Şarkıları söyledi ise biz de öyle yaparız” dediğinizi duyar gibiyim! He ya! Bizim ceddimiz İstiklal Savaşı’nda Karadeniz’de pusatları takalarla taşımamış mıydı? Biz de öyle yaparız. Herhalde Ege kıyılarından bize 3-5 taka kiralayan olur. Devlet de turumuzu desteklemez ise de karşı da çıkmaz değil mi? Çıkar mı? Yok yok! O kadar da değil yani!

MİYOPLUK VAR GALİBA!

Bakıyorum da, birçok konuda, olaydaki beklenmedik, tahmin edilemeyen gelişmeler üzerine yapılan açıklamalar; “...göremedik, anlayamadık” şeklinde oluyor. Son zamanlarda da Garp’ın Türkiye’ye bakışı ile ilgili olarak “Avrupa’yı göremedik. Göremediğimiz için de anlayamadık” deniyor. Sanırım, bunlarda bir miyopluk (uzağı görememe) hastalığı var! İyi de bunlara nasıl ehliyet veriliyor? Yeşili, kırmızıyı, sarıyı göremeyenler ben diyeyim “renkleri”, siz söyleyin “olayları” nasıl ayrıt edip de “durmak yok yola devam” edebilecekler!

FINDIKTA RİYAKÂRLAR...

“Adam biraz utanır” diyeceğim ama, biliyorum ki işe yaramayacak! “Ağzından çıkanı kulağı duyar” diyeceğim ama, söz akla uğramadığı için hiç bir hükmü olmayacak! “Söz uçar, yazı kalır”ı hatırlatacağım ama, adamlar dünkü gazeteyi yırtıp attıkları için inkâr edecekler! “Bakan, bir kilo fındığı 4.5 liraya mal ediyor. Siz iki katından dem vuruyordunuz” diyeceğim ama anlamayacaklar. “Dün 10 lira veren tüccar olunca kötü, bugün devlet olunca iyi he mi?” diye soracağım ama, cevap vermeyecekler! Ne diyeyim size? Bu kadar ikiyüzlülüğe eski sözlükteki “riyakârlık” bile kifayet etmez vesselâm!

DOSTLUKLAR-DÜŞMANLIKLAR...

Ebedi dostluklar, ebedi düşmanlıklar artık tarihe karışmıştır. Artık, ben diyeyim “günün koşullarına”, siz söyleyin “konjonktüre”, onlar desin “çıkarlara” göre oluşan dostluklar ve düşmanlıklar vardır!

TEK YASTIK KALDI MI Kİ?

Geçen hafta dostumuz Mehmet Cirav’ın oğlu İbrahim Cirav’ın nikâhını kıyan Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, “Hep diyorum. Allah sizi bir yastıkta bahtiyar ve ihtiyar eylesin” temennisinde bulununca, ister istemez tek yastığın yerini 2’li bölünmüş olanının aldığını tekrar hatırladım. Yani, tek yastıkta bahtiyar(!) olma yerine, ikili yastıkta “ihtiyar” olmanın tercih edildiğini demek istedim!

GERÇEĞİ ARIYOR İSENİZ...

Gerçek büyüme; Gerçek kalkınma; Gerçek milli gelir artışı; Gerçek zenginleşme; Gerçek istihdam nereden geçer bilir misiniz? Üretim ve ihracattan geçer. Gerisinin hepsi Rahmetli Erbakan Hoca’nın deyimi ile “fasa fiso”dur, kendi kendini aldatmaktır.

MEVLÂNA ÖYLE Mİ DEMEK İSTEDİ?

Başbakan Yıldırım’a, siyasilerin seçim süreci ve meclisteki kırıcı konuşmaları hatırlatılınca; “Bunlar artık geride kaldı. Bakın Mevlâna ne güzel söylemiş” diyerek o meşhur ve anlamlı sözü tekrarladı: “Dünle beraber gitti, cancağızım. Ne kadar söz varsa düne ait. Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.” İyi de, Mevlâna bu sözü “Dün söylediklerini unut, hesabını verme, sil gitsin” manasında demedi ki; “Dün söylediklerini unutmayıp, hatalarını gör ve pozitif şeyler söyle, yap” demek istedi.

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar