1.04.2019

OKUMAYAN ve DÜŞÜNMEYENE NE DEMELİ?

Medeniyetin değişmeyen iki ölçüsüdür, okumak ve dinlemek.

Ama, okumayı ezberlemek olarak algılamamak, dinlemeyi de “koyunun kavala kulak vermesi” gibi yapmamak kaydı ile!

Yani, demek istediğim odur ki, “Bizdeki gibi”, yani “Türkiye’deki gibi” değil!

Türkiye’de okumak ve dinlemek nasıl mı idame ettiriliyor?

“İstisnaların kaideyi bozmayacağını” baştan söyleyerek, sonrasına okuma işini birilerinin eline verdiği kitapların dışında tek yaprak açmadan, ya da yandaş ve yoldaş bildiği gazeteninkinden başka mevkutenin sayfalarını çevirmeden yapanların çoğunlukta olduğu bir ülkeden söz eylediğimizi ifade edelim.

Sonra da gelelim dinleme işine! Gerçi Allah’ın insan diye yaratıp, kul sınıfına kayıt edip, adıl ile donatıp, cüzi irade teslim ettiği bir yaratık “ikra” emredilmesine rağmen, okumadıktan sonra düşünmeyi nasıl becersin ki?

Büyük kısım da “Söylenenlerden işine gelmeyenler bir kulağından girsin öbür kulağından çıksın; ya da “Benim adına dinde şıhlar, şeyhler, imamlar hocalar düşünüyor”, siyasette, “Liderim yalan derse bile doğrudur(!)” hesabıyla hareket ettiği düşünmeye zaten ihtiyaç duymuyor!

Ondan sonra da, yanlışa teslim olan, günahkara biat eden, güç sahiplerine dalkavukluk yapan, her hali ile teslimiyetçi bir iki ayaklı yığını olup çıkılıyor.

Kendileri televizyon, idare edilmeleri ise uzaktan kumanda haline dönüşüyor.

Bunu da, “gözünün gördüğünün yarısına değil, kulağının duyduğunun tümüne inanan” bir ahali yığını haline gelinmesi izliyor.

Siyaha beyaz, günaha sevap, helale haram, kötü güzel diyecek derece de teslimiyet olan, hayvanların bile aralarına kabul etmediği bir insan diye tanımlanan yaratık çıkıyor.

KISSADAN HİSSE!

Muaviye, Şam'da, Hazreti Ali ise Küfe'de validir. Aralarında da anlaşmazlık vardır, savaş çıkmak üzeredir.

Bir gün bir deveci, yüklediği mallarla Küfe'den Şam'a gelir. Açıkgözün biri deveye; "Bu dişi deve benimdir" diyerek sahip çıkar.

Küfe'li kendisinden emindir. Çünkü devesi erkektir. İtiraz eder, dinletemez.

Sorun Muaviye'ye kadar yansır. Halk bir meydanda toplanır.

Muaviye, "Bu dişi deve benimdir" diyen Şam'lıya sorar: "Bu dişi deve kimindir?"

Şam'lı; "Benimdir" der.

Muaviye onaylar; "Evet bu dişi deve Şam'lınındır."

Sonra halka sorar; "Bu dişi deve kimindir?"

Halk cevap verir; "Bu dişi deve Şam'lınındır."

Küfe'li neye uğradığını anlayamaz. Şaşkın şaşkın kenarda dururken, Muaviye Küfe'liyi çağırır ve ; "Bana bak! Ben de, sen de biliyoruz ki, bu deve erkektir. Küfe'ye dönüşte Ali'ye de ki, 'Şam da öyle bir ahali var ki, erkekleri de, dişileri de onların cinslerine göre değil, Muaviye'nin ağzına bakarak söylüyorlar. O dişiye erkek dese, ya da erkeğe dişi dese, hepsi ona itaat ediyor. Var git Ali'ye söyle ayağını denk alsın!" diye gerisin geri yollar.

 

 

 

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar