29.03.2020

Çayı toplayacak işsizi bulacağız!

Yine gelelim şu yaş çay yaprağı toplama işine! Taktım kafayı bir kere bu garabet işe! Nasıl takmayayım ki? Memlekette işsizlik diz boyunu aşmış, boğaza gelmiş dayanmış!

Yine gelelim şu yaş çay yaprağı toplama işine! Taktım kafayı bir kere bu garabet işe! Nasıl takmayayım ki? Memlekette işsizlik diz boyunu aşmış, boğaza gelmiş dayanmış! Biz 5-6 ay çalışıp, helâlinden para kazanacak ben diyeyim “kimse”, siz söyleyin “işsiz”, onlar desin “avare” bulamayacağız gibi! Onun için dönelim yine Mayıs ayında başlayacak yaş çay yaprağı toplama işlemini nerede ise yüzde 80 oranında Gürcistanlılara emanet edenlerin kara kara düşünmelerine! Evinde işi gücü olmayanların hiç de az olmadığı Doğu Karadeniz’de, çay bahçesi sahiplerinde öylesine bir endişe var ki sormayın! Sarp Kapısı da korona nedeniyle kapandı yaa! Bugünkü hal de kimse Gürcistan’dan Türkiye’ye gelemeyecek. Dolayısıyla yaş çay yaprağı toplamaya gelen Gürcülerde… Ancak ne acıdır ki; “Gürcüler gelmese yandık. Yaş çay yaprağı da bahçede yanacak” diyecek kadar endişeye kapılanlar, başta çoluk çocukları olmak üzere binlerce gencin boş gezindiğinin farkında değiller herhalde! Gerçi, işsizlikten şikayet eden o gençler de çay toplamayı iş saymıyor ya! O da ayrı bir garabet! Ez cümle dikkat çekmek istediğim odur ki, sudan sonra en çok tüketilen çay da sağlık tehlikesi hiç bitmeyecek gibi duruyor. Mayıs ayında başlanacak yaprak toplama işinde de Gürcistan’a gidecek 80 milyon doların cebimizde kalmasını sağlayacak işi gücü olmayan gençlerin, işsizlerin de bu işçiliği yapıp, ceplerinde 5 kuruş yok iken (ama ellerinde 3-5 bin liralık telefonların var olduğunu unutmayalım) para kazanmaya, evlerine helalinden ekmek getirmeye, hiç ama hiç niyetleri yok gibi gözüküyor! Bu arada, Rize Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Erdoğan’ın, “Gürcüler gelemezler ise de biz çayımızı toplarız” diyerek herkese göreve çağırıp başlattığı “Paramız bizde kalsın” seferberliğine herkesin, her kesimin destek olması lazım. Gerekirse, bugüne kadar hiç çay bahçesine girmemiş olanların bile. Demek istiyorum ki, “Benim gibilerin bile…” Yeri gelmiş iken, Mayıs’ta çayı bekleyen toplayıcı sorununun, Ağustos’ta fındığın kapısına gelip dayanacağını da görmemiz ve ona göre de çalışmalara şimdiden başlamamız gerekiyor. MARKETLERDE SATILIYOR! Anlayıp da anlatmak da güçlük çektiğim gerçeklerden biri de şudur: Birilerinin 50 yılda elde edebildiğine (ama kafada, ama kesede), başkaları 2 günde nasıl sahip olabiliyor? Hadi bir misalle soralım: -Birileri 2 günde nasıl milliyetçi, devrimci, ya da şeriatçı olabiliyor? Nasreddin Hoca’ya sormuşlar: -“Hoca, dinini, inancını, milliyetini nereden aldın?” Hoca da; “Her köşe başında ot gibi biten marketler yok mu?” diye karşı sual eylemiş!

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar