15.11.2021

Çevresel, Sosyal, ve Yönetişim (ESG) Kriterlerine Bakış

Çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) kriterleri yatırımcıların şirketleri değerlendirme de kullandıkları standartlar olarak karşımıza çıkmaktadır. ESG yatırımları bazen sürdürülebilir yatırımlar bazen de sosyal açıdan sorumlu yatırım olarak adlandırılabili

Çevresel kriterler, şirketleri doğayı korumak için gösterdikleri performans ile değerlendirir. Sosyal kriterler, şirketlerin çalışanlar, tedarikçiler, müşteriler ve faaliyet gösterdiği topluluklarla ilişkilerini nasıl yönettiğini inceler. Yönetişim kriterleri ise, şirketlerin yönetici ve hissedar hakları, sektörde göstermiş oldukları liderlik, denetimleri ve iç kontrolleri incelemektedir. Gelecekte yatırımcılar şirketleri bu standartlar çerçevesinde değerlendirecek ve kararlarını kendilerine uyan değerlere sahip şirketlerden yana kullanacaklardır.

Çevresel kriterler, şirketlerin enerji kullanımlarını, doğal kaynakların korunmasına yönelik yaptığı çalışmaları, atık ve kirliliğe ilişkin programlarının incelenmesini kapsar. Kriterler, bir şirketin karşılaşabileceği çevresel riskleri ve şirketin bu riskleri nasıl yönettiğini değerlendirmede de kullanılabilir. Örneğin BP’nin 2010 petrol sızıntısı ve Volkswagen’in emisyon skandalı şirketlerin uygulamalarının risk faktörü oluşturduğunu; buna bağlı olarak da şirketlerin zarar görebileceğine işaret edecektir.

Sosyal kriterler, şirkelerin iç ve dış birimlerle ilişkilerini inceler. Şirketler çalıştıkları tedarikçileri seçerken kendileri ile aynı değerlere sahip olanlar ile iş birliği yapmalıdırlar. Kazançlarını sivil toplum örgütleri ile paylaşıyor mu veya çalışanlarını gönüllülük esaslı faaliyetlere özendiriyor mu? Şirketler ayrıca  çalışma koşullarını gözden geçirmeli, çalışanlarının sağlığı ve güvenliğine önem vermelidir.

Yönetişim ile ilgili olarak, yatırımcılar bir şirketin doğru ve şeffaf muhasebe yöntemleri kullandığını ve hissedarlara önemli konularda oy kullanma fırsatı verildiğini bilmek isteyebilirler. Yönetim Kurulu üyeleri seçilirken  çıkar çatışmalarından ve doğal olarak yasadışı faaliyetlerden uzak durulması gerekmektedir.

ESG yatırımcıları açısından değerlendirildiğinde , şirketlerin tüm kriterlere uyum gösterebilmeleri mümkün olamayabilecektir. Yatırımcılar kendileri için daha çok önem arzeden konulara öncelik verebilir ve bu açıdan değerlendirmeler yapabilir. En çok önem arzeden konular iklim değişikliği, kadın çalışanlara eşit ödeme ve yönetici tazminatlarıdır. Burada ülkemiz koşullarında öne çıkan konular iklim değişikliği ve kadın çalışanların durumudur.

 

Glasgow kentinde yapılan COP26 görüşmelerinde yapıcı kararlar tam anlamı ile alınamadığı ve toplantının beklenen sonuçları vermediği belirtilmektedir. Çin ve Hindistan gibi ülkelerin kömür üretiminde geri adım atmaması veya azaltım yönünde bir plan sunmaması toplantıya gölge düşüren faktörlerden. Fakat bu önümüzdeki dönemlerde kömür ve petrol kullanımının azaltılması ve ikame olarak rüzgar, güneş ve nükleer enerji gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının önüne geçemeyecektir. Ülkemizde de AB Yeşil Mutabakatı kapsamında geliştirilen Sınırda karbon düzenleme mekanizması (SKDM) çerçevesinde öncelikli 5 sektör belirlenmiştir : Bunlar elektrik, gübre, alüminyum, çelik ve çimento. İlk etapta bu sektörlere ilişkin düzenleyici aksiyonların alınması beklenmelidir.

 

Capital Dergisi’nin Kasım 2021 sayısında yayınlanan Kadın Dostu 100 Şirket araştırması , Türkiye’nin en zayıf halkalarından birinin kadın çalışanlar olduğuna değiniyor. Her ne kadar sosyal sorumluluğu yüksek şirketlerde kadının iş gücüne kazandırılması konusunda çalışmalar yapılıyor olsa da daha fazla şirketin bu konuda hassasiyet göstermesi gerekmektedir.

Eylül 2021’de açıklanan Orta Vadeli Program’da yer alan bazı hususlara da değinmek doğru olacaktır. Program kapsamında makroekonomik gelişmeler dışında bankacılık sektörüne etkide bulunması beklenen en önemli konuların finansal sektörlerdeki dijitalleşme ve sürdürülebilirlik alanındaki uluslararası düzenlemeler olması beklendiği açıklanmıştır.  Özellikle Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında reel ekonominin sıfır karbon ekonomisine dönüşüm sürecinde finans sektörünün ve bankacılığın önemli bir rolü olacağı öngörülmektedir. Bu süreçte gerçekleştirilecek yasal altyapı çalışmalarının da uluslararası sürdürülebilir para ve sermaye piyasalarından uygun maliyetli kaynak sağlamak için bir ön koşul olacağı anlaşılmaktadır. Geçen haftaki yazımızda KOBİ’lerin bankaların kaynaklarına ulaşabilmeleri için bu kriterleri uygulama yolunda gerekli adımları biran önce atmaları gerekliliğini belirtmiştik. Programda sürdürülebilirlik kapsamında yeşil dönüşüm ayrıca vurgulanmış. Sanayi, ticaret, ulaştırma, çevre ve enerji alanlarında yeşil dönüşümü destekleyici mekanizmaların ortaya çıkartılması planlanmaktadır. Yeşil dönüşümü destekleyecek AR-GE çalışmaları, sertifikasyon sistemleri ve çevreye duyarlı yatırımların finansmanı geliştirilecek olan kavramlar arasında yer almaktadır. Programda 7 maddede uygulanacak olan politika ve tedbirler belirtilmiştir.

 

Çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) kriterleri sadece yeşil dönüşüme indirgenemeyeceği gibi her şirket için de kriterlerin önem sıralaması farklı olabilecektir. Bu kriterlerin önemini kavrayan ve ileriye dönük değerlerini arttırmayı hedefleyen şirketler ESG’yi bir işletme önceliği haline getirmeli ve temel iş süreçlerine entegre etmelidir.

 

 

 

 

 

 

ETİKETLER; Karadeniz Ekonomi

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar