28.11.2021

Yeşil Dönüşüm’e Ne Kadar Hazırız?

İklim değişikliğine bağlı olarak Avrupa Birliği’nin iklim yasası Yeşil Mutabakat ile birlikte ülkemizde de Yeşil Mutabakat Eylem Planı’nın hayata geçirildiğini biliyoruz. Özellikle yaşadığımız pandeminin de etkisi ile bu konu herzamankinden daha yoğun o

Amory Lovins tarafından yapılan araştırmada karbon nötr hedefleri için 5 strateji belirlenmiş ve bu hedeflerin nasıl yeni stratejik fırsatlar yaratacağına ilişkin öngörüler paylaşılmış. Kısaca bu sürdürülebilir startejilere bakalım ve ülkemizdeki durumu değerlendirelim.

  1. Yenilemek: Eskimiş olan teknolojiyi yeni çevreci teknolojiler ile yenilenmesi
  2. Dönüştürmek: Sıradışı teşvikler ve iş modelleri ile yeniliklerin hızlı bir şekilde pazara gelmesinin sağlanması
  3. Yeniden Tasarlamak: Kullanılan üretim sistemlerinin iklim değişikliğine uyum gösteren ekosistemlere uygun yeni teknolojileri, malzemeleri ve imalat yöntemlerini kullanmalarının sağlanması
  4. Taşınmak: Temiz enerjinin kullanımına uygun olarak temel malzeme sektörlerinin yerini değiştirmek.
  5. Uyumlandırmak: Müşteriler ve tedarikçilerin ödeme yöntemlerini ekosisteme uyum oranlarına göre teşviklendirmek

 

Yenileme stratejileri için elektrikli araçlar iyi bir örnek olacaktır. Her ne kadar otomotiv devleri elektrikli araçlar için verilen destekleri pek onaylamasalar da, ülkelerin elektrikli araçlar için vermis oldukları taahhütler bulunmaktadır. Ülkemizde de bu hafta içerisinde şarj istasyonları kurulmasına destek olunacağına ilişkin haberler yapıldı. Bunun ayrıca istihdamı da arttıracağı belirtildi. Bu durumda mevcut olan akaryakıt istasyonlarının durumu ne olacak burada istihdam edilen kişileri nasıl bir gelecek bekliyor veya buradaki istihdam şarj istasyonlarına kaydırılacaksa oluşturulacak olan ek istihdam nasıl planlanıyor? Birbaşka soru ise elektirkli araç kullanımı özendirildiğinde (doğru olanda bu), şuan kullandığımız araçlara ilişkin plan nedir? Benzin ve motorin ile çalışan araçların ilerideki 30 sene içerisinde nasıl bir gelecek bekliyor? Eğer alınan kararların tüm dünya için fayda sağlamasını istiyorsak, eski teknolojileri gelişmemiş ülkelere göndererek sorunu çözemeyiz , sadece halının altına süpürmüş oluruz.

Yeniden tasarlama stratejilerinin ülkemizde en fazla çözüme kavuşturulması gereken stratejiler olduğunu düşünüyorum. Çünkü mevcut durumda dahi üretim süreçlerinin yönetimi ülkemiz koşullarında ekonomik sorunlarla biraraya geldiğinde içinden çıkılmaz bir hal alabiliyor. Bu hafta yaşadığımız kur şokunun ardından birçok üretici maliyetleri belirleyemez hale geldi. İhracatçılar rekabetçi kurun kendileri için artık bir fayda getirmediğini , çünkü fiyatın belirlenemediği bir ortamda, alım ve satışların durgunluk noktasına geldiğini vurguluyorlar. Böyle bir ortamda üreticilerimizi yeşil dönüşüm kapsamında yeni yatırımlar yapması, yeni teknolojileri kullanması ve ekosisteme uygun malzemelerle üretim yapmaları gerekliliğine nasıl inandıracağız? Bunun yanında malzemelerin ekosisteme uygun olması ise AR-GE yatırımları konusunu gündeme getiriyor ve şirketlerimizin bu konudaki yatırımlarını diğer ülkelerle karşılaştırdığımızda düşük seviyelerde kaldığını biliyoruz.

Sektörler temiz enerjinin kullanımına bağlı olarak bulundukları üretim alanlarını farklı alanlara taşıyabilirler mi? Üretim için kömür ve gaz kullanan sektörlerin , güneş enerjisi kullanımı ile maliyetlerinin daha avantajlı olacağı ve bulundukları bölgelerde karbon salınımını azaltacağı kabul edilebilir. Fakat ülkemizdeki üreticilerin böyle bir yer değişikliğini yapabilmesi için teşviklere ve yeni iş modellerine ihtiyacı olacaktır. Ayrıca dönüştürme ve uyumlandırma stratejileri de Yeşil Mutabakat Eylem planına imza atmış olan ülkemizin sanayicilere yol göstermesi ve teşvik etmesi ile mümkün olabilecektir.

O zaman başlığımıza geri dönelim. Yeşil Dönüşüm’e Ne Kadar Hazırız? COP26’da biraraya gelen ülkelerin 2015 Paris İklim Antlaşmasından itibaren çok fazla yol almadığı aşikar. Kağıt üzerinde verilen sözlerle bu konuda istenilen seviyelere ulaşılmasını bekleyemeyiz. Ülkemizde atılması gereken ilk adım ise herkesin bu konuda bilinçlendirilmesi ve sektörlerden beklentilerin sunulmasıdır. Bu beklentilere nasıl ulaşılabilineceği konusunda da onlara yol gösterilmesi gereklidir. Aksi takdirde ihracatımızı gerçekleştirdiğimiz ülkelerin taleplerine cevap verebilecek ürünlerin üretilmesinden mahrum kalabiliriz. Bu da önümüzdeki on yıllarda mevcut ekonomik sıkıntılarımızın üzerine çok daha fazlasının ekleneceğinin işareti olacaktır.

 

 

 

ETİKETLER; Karadeniz Ekonomi

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar