18.12.2021

Faiz ve Kur Yönetiminden Etkilenmeyen Sektör Var Mı?

Yazımı kaleme aldığım anda Merkez Bankası analistlerin beklentilerini boşa çıkarmayacak bir karar ile 100 baz puan faiz indirimine giderek politika faizini %14 seviyesine çekti.

Az sayıda da olsa değişiklik olmaması yönünde beklenti içerisinde olup, daha doğrusu bu seçeneğin gerçekleşmesini uman analistler ve yazarlar maalesef dileklerine kavuşamadı.Geçen hafta ekonomik beklentiler açısından oldukça yoğun bir hafta idi. 22 merkez bankasının faiz kararlarını açıklamaları beklendi. En önemlisi FED’in Çarşamba günkü kararlarının dolar üzerindeki etkisi merakla bekleniyordu ve en son aşamada da merkez bankamızın alacağı kararın etkilenip etkilenmeyeceği üzerine tartışmalar yapıldı. Ülkemiz dışındaki merkez bankaları enflasyonist ortam karşısında hem para birimlerini koruyucu önlemler almaya çalışıyor hem de bundan daha önemlisi piyasa oyuncularına verdikleri mesajlarla onları doğru yönlendirebiliyor.

FED aldığı kararlarla hangi adımları attı özetlemek istersek; 2 yıl içerisinde 6 faiz artışı öngörüsü mevcut.Varlık alımları azaltımını 15 milyar dolardan, 30 milyar dolara çıkardı. Varlık alımları azaltımı bitmeden faiz arttırım kararları almayacağı yönünde bilgi verdi. Dolayısı ile enflasyon artışları ile ilgili de 2022 yılının 2. çeyreğini işaret etti. Burada hatırlanması gereken faiz arttırımının üyelerin kararlarına bağlı olduğudur. FED verdiği mesajlarla uyumlu bir politika çizdiği için de piyasa beklentilerini karşılamış oldu.

Dünya üzerinde fiyatların artış sebebi nedir sorusuna ise şöyle yaklaşabiliriz: Tedarik zincirinde meydana gelen sorunlar ve yeni tedarik zinciri yöntemlerinin oluşturulmaya çalışılması. Üretim alanında ihmal edilen yatırımlar ve arzın talebi karşılamadığı bir dünyanın oluşmasıdır. Tüm dünya artık enflasyonist bir ortamda olduğumuzu kabul edip buna göre hareket etmeye ve önlemler almaya başlamışken, ülkemizin de içerisinde yer aldığı gelişmekte olan ülkeler için durum daha da zorlaşacak. Tüm dünyanın sıkılaşmaya yöneldiği bir ortamda, genişlemeci para politikaları ile ülke para biriminin değerinin korunması pek mümkün olmayacaktır.

Merkez bankamızın aldığı karar sonrası kurda yükseliş devam ediyor. Hangi noktaya kadar yükseleceği konusunda ise uzmanlar görüş bildirmekten kaçınıyor. Bu durumda sanayimiz ve tarım sektörümüz dahil diğer sektörlerimizin nasıl hareket edebileceğine dair çok fazla alternatif kalmıyor.  Bu sene oluşturulan bütçelerin kura göre düzeltilme sayılarını düşündüğümüzde de belirsizliğin devam edeceği yönünde görüşler baskın olmaya devam ediyor.

Kurun artışının devam ettiği bir ortamda iş insanlarından aldığım bir soru dikkat çekiciydi. Kurdaki artışın %100 seviyesinde olduğunu varsayarsak, ürünlerdeki artışlar neden %300 - %400 seviyelerine kadar çıkıyor? Çünkü ülkemizde mevcut ekonomik sıkıntıların yanı sıra dünyadaki ekonomik dengelerde de birçok değişim mevcut. Tedarik zincirinde meydana gelen maliyet artışlarını kura bağlayamayız. Hakim tedarik zinciri uygulamalarında değişimler mevcut ve pandeminin etkisi eski yöntemlerin verimliliğini azalttı. Bazı bölgelerde konteynerler limanda boş beklerken, bazı yerlerde dolu konteynerler ulaşım aracı bulamıyor.

Gıda veya tarımda ise arz dengesinin bozulması, iklim değişikliği ve kuraklığa bağlı olarak ekim alanlarının azalması, suya ulaşımın zorlaşması ürünlerin fiyatlarını yükseltiyor. Özellikle ithalata bağlı olunan ürünlerde ise fiyatlar sınırları zorlayabiliyor. Bunun yanında ülkemizde çiftçilere verilecek olan teşviklerin sonraki yıllar için planlanması, ürünlerinin ekimi sırasında yeterince destek görmemeleri ve lisanslı depoculuk gibi gerçekte çiftçiyi desteklemek için kurulmuş olan organizasyonlardan daha çok tüccarlarımızın faydalanıyor olması da durumu farklı bir noktaya getirebiliyor.

Bu noktada stokçuluk konusu da değinilmesi gereken bir konu olarak gündeme geliyor. Bu kadar belirsizliğin olduğu bir ortamda minimum stok ile çalışarak faaliyetlerini sürdürmek üretici, sanayici veya çiftçi için pek kolay olmayacaktır. Tedarikte yaşayacağınız birkaç haftalık gecikme üretiminizi tehlikeye sokacağı gibi, yarı mamüllerinizin saklama koşullarında da sorun yaşamanıza sebebiyet verebilir. Bu da maliyetlerinizin daha da artmasına sebep olacağı gibi, doğal olaraknihai ürün fiyatlarını da etkileyecektir.

Birçok faktörün bir arada düşünülmesi gereken bir dönemden geçiyoruz. Sadece dünya ekonomisi veya sadece ülke ekonomisine odaklanarak sorunlarımızı çözemeyeceğimiz çok zor bir dönem. Merkez Bankası veya ilgili bakanlıkların piyasayı yönlendirici ve güven tazeleyeci bir ortam yaratması hepimizin beklentisi. Önümüzdeki zamanların sakin ve istikrarlı ortamları bize en kısa sürede sunmasını temenni ederim.

ETİKETLER; Karadeniz Ekonomi

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar