27.10.2019

Fikirden markaya

Hepimizin zihni, günde ortalama 60 bin yeni fikir üretebilme kapasitesine sahiptir. Fakat birçoğumuz farklı sebeplerden dolayı bu potansiyelimizi kullanamıyoruz. Kullansak bile, fikirlerimizi inovasyona, girişimciliğe, ürüne, hizmete ve nihai olarak markaya dönüştüremiyoruz. Fikrini markaya dönüştürenlerin oranı sadece “% 2-3” civarındadır. Oysa, içerisinde bulunduğumuz 4.0 sanayi devrimi ve global bir dünyada “Markalar” en önemli prestij ve güç unsurudur. Zira artık bu çağda ne nüfusunuzun çokluğu, ne fındık üretmek ne de stratejik konumumuz bizi tek başına güçlü yapmıyor. Katma değeri yüksek üretimin ortak izdüşümü olan markalar sizi güçlü kılıyor. Çünkü markalar sadece bütçenize gelir kazandırmıyor aynı zamanda gittikleri ülkede soft-power (yumuşak güç) görevi yapıp kültürünüzü ve imajınızı o ülkelere aşılıyorlar.

Bugün kendi vatandaşlarına müreffeh bir yaşam sunan dünyanın ilk 10 ekonomisine baktığımızda, bunların dünyanın her yerine gitmiş markaları ile bu konuma ulaştıklarını göreceksiniz. Örneğin, Amerikan markası McDonalds 34 bin şubesi ile dünyanın her yerinden Amerika’ya döviz getiriyor. Markalaşmanın önemini yüz yıl önce keşfeden ABD okullarda girişimcilik, markalaşma ve pazarlama konusunda insanlar yetiştiriyor. Yine, Dünyanın en değerli 100 markasının 54’ü ABD (Nike, McDonalds, Apple vb.), 10’u Almanya(Adidas, Mersedes, BMW, Puma vb.), 8’i Japonya(Honda, Toyota, Sony vb.) , 7’si Fransa( Renault, Total vb.), İtalya (Ferrari, Nutella vb.), İngiltere(Vodafon vb.), G.Kore (Samsung, Kia vb.), Çin (Huwei vb.) diye devam ediyor. Maalesef henüz ne ilk 100 ne de ilk 500’de Türkiye’ye ait marka yok. Fakat 2023 hedefleri arasında markalaşma vizyonu yer almaktadır. Umarım hep birlikte bunu başarabiliriz.

Esasında işletmelerin markalaşma süreci “Yönetim, strateji, mühendislik, davranış bilimleri, medya, tasarım, dijitalleşme, halkla ilişkiler, pazarlama, istatistik, hukuk, sosyoloji, ekonomi, antropoloji ve post-modern döneme ait bütün diğer bilimlerden istifade ederek multidisipliner bir bakış ile ele alınması gereken bir konudur. Bilhassa bu konu adeta bir cerrah hassasiyeti ve sarraf titizliğiyle işletmenin bütün kılcal damarlarına kadar dokunulması gereken bir alandır. Şöyle ki; 1990’lı yıllarda bir Televizyon kanalına belirli periyotlarla reklam vermeniz, sizi tanınmış bir marka konumuna ulaştırabilecek bir yöntem iken, bugün sadece televizyon ile bunu yapmak kolay değildir. Zira tüketiciye ulaşılan kanallar, araçlar, mesajlar, yöntemler hem çok farklılaştı hem de tüketici ihtiyaç ve beklentilerinin yelpazesi değişip kitlesel tercihler bireyselleşti. Örneğin, son yılların fenomen et restoran zinciri sahibi Nusret TV vb. geleneksel yöntemlerin dışına çıkarak sunum şeklindeki özgünlükle (Tuz serpme- Salt bae)bütün dünyada kısa sürede tanındı ve hızlıca markalaştı. Yine fast-food markaları (Burger King, Simit Sarayı, Starbucks vb) zaman ve hızın çok önemli olduğu bu çağda, üretimin arka plandaki lojistiği bu doğrultuda planlayarak tüketicilerin önüne 1-3 dakikada istenilen menüyü verebilmektedir. Benzer şekilde son 7 yıldır Avrupa’nın en iyi hava yolu seçilen THY bütün süreçlerdeki birinci sınıf kalite anlayışıyla kendini global bir seviyeye taşımıştır. Bu ve benzeri durumlardan dolayı markalaşmayı düşünen girişimciler, hem dijitalleşip globalleşen aynı zamanda bireyselleşen bu yeni dünya düzeninde var olabilmek için daha güçlü stratejilerle markalaşma yoluna gitmelidirler.

Peki, hocam, Nasihat etmek çok kolay Markalaşmak da o kadar kolay mı? Diyor olabilirsiniz. Ya da hangi stratejiler bir iş fikrini marka konumuna ulaştırabilir? gibi sorulara akademik çalışma alanım olan Yönetim ve Strateji bakış açısıyla aynı zamanda THY, MADO, Simit Sarayı vb. yerli markalarımızın başarı hikayelerini kitaplaştıran ve uzun yıllardır global markaları inceleyen birisi olarak yanıt arayalım.

Markalaşmak İçin İzlenmesi Gereken Stratejik Adımlar:

1. Özgün Bir İş Fikri: İnsan beklenti ve İhtiyaçlarını karşılama kapasitesi olan, özgün ve kolay taklit edilemeyen bir iş fikri bulmak veya mevcut iş fikirlerini farklı bir yöntemle ele almak.

 

Örneğin, ya yeni bir köfte icat etmek (Kaşarlı vb.) ya da mevcut köftenin formunu değiştirip ekmeğin içine koyarak Hamburger olarak sunmak.

2. AR-GE ve Fizibilite: İş fikrimizi, fizibilite yaparak, inovasyon, AR-GE ve tasarımla uygulanabilir bir yapıya kavuşturmak. Yani bilimden yararlanmak.

3. Birinci Sınıf Kalite: Markalar hammadde, tasarım, işgücü ve üretimden servise kadar bütün iş süreçlerini birinci sınıf iş kalitesi ile yapmalıdırlar. Örneğin, Mercedes’in sadece motoru değil, koltukları, kapı sesi, tasarımı ve güvenlik dahil bütün fonksiyonları birinci sınıf bir kalite anlayışı ile üretilmektedir.

4. Odaklanmak: Büyük markalar sadece temel yeteneklerinin en iyi olduğu bir alan seçerek o alanda derinleşmektedirler. Otomobil üretiyorsa sadece o alana odaklanıp, turizm, çikolata ve tarımla uğraşmıyor. Pizza yapıyorlarsa bunu en iyi yapmaya çalışıp, pide, kebap ve hamburger işine girmemektedirler. Dolayısıyla bir alanda derinleşip odak noktasını dağıtmamak markalaşabilmek için hayati derecede önemli bir husustur. Bu konu Türkiye’de en çok atlanan unsurlardan birisidir.

5. Sürdürülebilirlik: Büyük markalar ürün ve hizmetlerini standart ve sürdürülebilir bir yapıda kurgulamışlardır. Bosch Markasının R.Bosch kurucusu der ki “Müşterilerimin güvenini kaybetmektense, para kaybetmeyi tercihe derim”. Bu çok önemli bir ilkedir. Markalar vaat ettikleri ve verdikleri sözü tutarlar. Amaç geçici olmak değil, sürdürülebilir bir yapıda kalıcı olabilmektir.

6. Konsept: Konsept kavramı son yıllarda çok konuşulmaktadır. Peki nedir? Konsept kavramı üretimden, sunuma, paketlemeden müşteri ile iletişim şekline kadar farklı noktaları içerebilir. Özellikle markaların iş yapış biçimleri ve kültürleri kendilerine özgü bir tarz ve konseptle yapılmaktadır. Buna Know-how, ustalık sırrı, maharet ya da iş yapış tarzı diyebilirsiniz. Yani markanıza ait bir konseptiniz olmalıdır.

7. Vizyon ve stratejik düşünce: Markalar hızla değişen ve gelişen dünyada iç ve dış çevrelerini sürekli analiz ederek kendilerini bu doğrultuda güncellerler. Örneğin; PTT, mektup ve telgraf vs. önemini kaybedince, Kargo ve Telekom hizmetlerini (İnternet vb.) geliştirerek mevcut çağa adapte olup ayakta kaldı.

8. İtibar ve Algı Yönetimi: Artık günümüzde üretim konusu üstesinden gelinmiş bir konudur. Yeter ki elinizde değerli bir iş modeliniz, markanız, patentiniz, Ar-Ge’niz ve Know-How’ınız olsun. Üretimi dünyanın her yerinde yaptırabilirsiniz. Bugün Alman markası Adidas’ın genel müdürlük dışında 17 fabrikasından hiç birisi kendi ülkesinde değildir. Üretim fabrikaları ucuz iş gücü ve hammadde olan Türkiye, Hindistan vb. gibi başka ülkelerde. Kendileri tasarım ve Marka itibarını yönetirken üretimi istedikleri standartlarda başka yerlerde yaptırabiliyorlar. Bu nedenle, artık markalar enerjilerinin hepsini Üretime (ÜRGE) vermek yerine AR-GE, Marka Geliştirme (MAR-GE) ve Pazar Geliştirme (PAR-GE) ve itibar yönetimine vermeliler. Bu oran üretime %20, diğer alanlara ise %80 olabilir.

9. Dikkat Çekmek: Ünlü bir söz derki, “her ne pahasına olursa olsun dikkat çekin”. Paris Eyfel kulesi ile Dubai dünyanın en yüksek binası Burç Halife ile, Ordu Teleferik ile dikkatleri üzerine çekerek ardından turizm yaptılar. Bu nedenle markalar, Logo, slogan, tasarım, (Wosvagen ilk modeli) iletişim biçimi, üretim ve öne çıkaracakları güçlü ve parlak yönlerini kullanıp dikkatleri, ilgiyi ve bakışları üzerinize çekmeliler.

10. Yukarıdakilerden hepsinin yanında konjonktür, talih ve nasipte sizinle olmalıdır.

 

Sonuç olarak; doğru stratejilerle, toplu iğneyi, yırtık pantolonu veya herhangi bir ürünü, hizmeti, şehri veya insanı marka yapabilirsiniz. Bu sayede ise marka tutkunu tüketiciler aynı özelliklere sahip fakat üzerinde logosu olan markayı, logosu olmayana göre 5 kat daha fazla ödemeye razı olacaklardır.

Umudum odur ki, çalışkan, dürüst, kahraman ve vizyoner Türk insanı olarak bizler akıl teri ile çok ve sistematik çalışıp hep birlikte gelecek on yıllarda global markalar çıkarıp muasır medeniyetlerin üstüne çıkacağız. Bu umudumu yeşertmek adına bu yazımda sizinle markalaşma gibi hayati derecede önemli olan konuyu paylaştım.

En iyi dileklerimle..

 

ETİKETLER; fikir üretim

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar