3.10.2022

Anlamak için daha fazla çalışmalıyız

Eğer bir yönetici iseniz elbette sizinle birlikte çalışan bir ekibiniz ve ekibin içerisinde size raporlama yapan çalışanlarınız olacaktır.

Ne zaman bir çalışan karmaşık ve anlaşılması güç bir rapor gönderip maile sadece bilgilerinize yazsa ; anlarımki benim elimde mevcut bilgiler bunlar ama ben bir şey anlamadım , yönetici olarak sen ne yapmak istersen yap bu bilgilerle demek istiyor. Neden bu girişi yaptım derseniz aşağıda Hazine ve Maliye Bakanımızın yapmış olduğu açıklamayı paylaşıyorum:

“Neo klasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heterodoks yaklaşım günümüzde giderek ön plana çıkan davranışsal ekonomi ve nöro ekonomi ile daha fazla önem kazanmaktadır.” Geçen hafta yayınlanan birçok makale bu konuya ayrıldı. Bu açıklama ile ifade edilmek istenen ve bizim ekonomimizin hangi yaklaşıma uygun olduğu açıklanmaya çalışıldı. Ekonomistlerin kendi aralarında bile fikir birliğine varamadıkları kavramlar halkın ilgisini çeker mi? Herhangi bir alt yapı olmadan istediğimiz sonucun varlığını ispat edebilmek için söylem oluşturabilir miyiz? Tartışılan konu ekonomi , kişiden kişiye değişebilecek yoruma açık tarafı yok. Yaklaşımların birbirlerinden farklı olması sebebi ile yöntemler farklılaşabilir. O yöntemlerin de nasıl uygulanacağı literatürde ifade edilmiştir. Aslında basit bir ifade ile sırf istiyoruz diye kırmızıya beyaz diyemeyiz ; desek bile herkes onun beyaz olduğunu bilir.

Sanırım düşüncelerimi yeterince anlatabildim. Şimdi isterseniz bizi ilgilendiren gelişmelere bakalım. Derecelendirme kuruluşlarında Standard & Poors notumuzu B+’dan B’ye düşürdü. Daha önceki derecelendirme kuruluşları gibi yatırım yapılabilir seviyenin 5 basamak altındayız. Yani ülkemize yatırım yapmak isteyenlerin çok ciddi düşünmesi gerektiğini ifade edilen bir seviye. İyimser olmak istediğim için hala yatırım yapmak isteyenlerin var olduğunu düşünüyorum. Kuruluş ayrıca dolar ve enflasyon tahminlerini de şu şekilde yapmış : ortalama enflasyonun 2022’de yüzde 74, 2023’te yüzde 40,1, 2024’te yüzde 18, 2025’te yüzde 12 olacağını ; dolar/TL’nin de 2022 sonunda 20,50’ye, 2023 sonunda 23,00’a yükselmesi ve sonraki iki yıl bu seviyede kalmasını bekliyor. Orta vadeli Programda enflasyon beklentisi şu şekilde idi :

Tek haneli enflasyonun psikolojik sınır olduğunu düşünürsek , en iyimser senaryoda 2025’te ulaşacağımızı düşünürken ; derecelendirme kuruluşu bunu bile öngörmemiş. Böyle bir durumda kuruluşunda bu verileri dayandırdığı temelleri bilmek gerektiği notunu da bir kenara alalım. Üzerinde özellikle durulan konular ülkenin döviz yükümlülüklerinin artıyor olması, TL’nin kırılganlığı ve düşük net döviz rezervi. Bunların yanında bulunduğumuz bölgenin jeopolitik risklerini göz önünde bulundurulması gerekiyor.

Dövize ilişkin dünya genelindeki gelişmeler maalesef bize yardımcı olmuyor. Döviz yükselmeye devam edecek ve biz gerekli önlemleri almadığımız sürece bunun önüne geçmemiz mümkün olmayacak. Yükselişi yavaşlatmak için yapılabilecekler bir noktada bize çıkış noktası sunmayacak ve gerçeklerle karşı karşıya kalacağız. Bu arada IMF ise küresel gıda krizi nedeniyle finansal maliyetlerin arttığını belirterek gıda güvensizliğine yüksek oranda maruz kalan ülkelerin gıda ve gübre fiyatlarındaki artış nedeniyle 2022 ve 2023’te ithalat maliyetlerinin  artacağını bildirdi. Bu başlı başına incelenmesi gereken bir konu. Gıda ve gübre ülkemiz açısından büyük önem taşımakta ve dövizimin yeterli olmadığı bir ortamda eksiklerimizi kapatmakta zorluk çekmemiz çok muhtemel. Biz maalesef kendi kendine yeten bir ülke olma konumundan uzaklaşmış bulunuyoruz. İhtiyaçlarımızı karşılamak için güçlü olmak zorundayız. Önümüzdeki hafta buradan devam edeceğiz.

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar