19.02.2022

Zenginliklerimizin Farkında Mıyız?

Ne kadar zengin ve ne kadar verimli topraklar üzerinde yaşadığımızın farkında mıyız? Büyük mücadeleler sonrasında bize sunulmuş olan bu güzelliklerin değerini bilmemiz gerekiyor.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün 2019 yılında yayınlamış olduğu “Türkiye’nin Biyoçeşitliliği: Genetik Kaynakların Sürdürülebilir Tarım ve Gıda Sistemlerine Katkısı” isimli raporuna ulaştım. Sahip olduklarımızın farkındalığı için verilen bilgileri gözden geçirmek meraklıları için faydalı olabilir.

Raporda göze çarpan ilk tespit: Türkiye, fındık ve incir üretimi bakımından dünyada açık ara birinci sırada, kavun, pırasa, kiraz ve vişne yetiştiriciliğinde ikinci sırada, baharatlar, biber, çilek, kestane, nohut, antep fıstığı, ceviz, fiğ, mercimek, taze fasulye, havuç, karpuz, sofralık üzüm vebal üretimi bakımından da üçüncü sırada yer almaktadır. Son 30 yıldır tarım sektörü, GSYİH’deki payında oluşan nispi azalmaya rağmen, dış ticaret içinde hala önemli bir rol almaktadır. Türkiye; tahıllar, yemeklik tane baklagiller, endüstri bitkileri, şeker, kabuklu yemişler, taze ve kuru meyveler gibi birçok tarım ürünü ve hayvansal ürün ihraç etmektedir. Ana ihracat pazarları AB, Amerika Birleşik Devletleri ve Orta Doğu'dur.

Topraklarımız verimli, ürün çeşitliliğimiz fazla fakat tarım alanında ileriye gitmek yerine geriye düşüyoruz. Geçen haftaki yazımızda yeni nesillerin özendirilmesi gerekliliğine değinmiştik. Belirli kesimlerin çıkarları doğrultusunda düzenlemeler yaparak, kısa vadede kazanç kapasının aralanmaya çalışılması, vaad edilenlerle uygulanan projelerin birbirlerinden farklı olması gelişimin önüne geçecektir. Üretim yapan kesimin, kendisini güvende hissetmesi ve ileriye dönük endişelerinin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Taahhüt edilen desteklerin tamamı kendilerine ulaşmaz ise, bekledikleri kazançları elde edemezlerse her sektörde olduğu gibi farklı alanlara yönelmeleri kaçınılmaz olacaktır.

Anadolu’da fındık 2300 yıldır yetiştirilmekte olup son 600 yıldır ihraç edilmektedir. Üretimde dünya üzerinde açık ara birinci olduğumuz bir üründe bile piyasayı yönlendiremiyor ve gerçekte elde edebileceğimiz gelirin altında bir değerle ihracat yapıyorsak, nerede hata yaptığımızı düşünmemiz gerekiyor. İhracatta rekorlar kırdığımızı söylediğimiz ay ithalat rakamlarını gözden kaçırdığımız gibi! , fındıkta miktarsal olarak rekor kırdığımız sene, daha önceki senelerle karşılaştırdığımızda birim fiyatımız daha düşük çıkmıştı. Ayrıca üretimdeki üstünlüğümüz ise diğer ülkelerin fındık yetiştiriciliğine yaptıkları yatırımlarla kısa zamanda olmasa bile uzun vadede tehlike altına girecektir.

Raporda ikinci tespit ise: 8000 yıl önce Avrupa’ya göç eden ilk çiftçilerin, Anadolu’dan gelerek oradaki avcı-toplayıcı kültürlerin yerini aldığını göstermektedir. Şanlıurfa kentimizde yer alan Göbekli Tepe’de gün yüzüne çıkarılan arkeolojik kalıntılara istinaden çok sayıda bilimsel yayın, buğdayın anavatanının Anadolu’nun güneydoğusunda yer alan Karacadağ olduğunu ve dünyaya buradan yayıldığını bildirmektedir. Aynı bölgenin sadece buğday değil, dünyanın beslenmesinde önemli bir rolü olan mercimek ve nohut gibi pek çok temel tarımsal ürünün de anavatanı olduğu bilinmektedir.

Burada değinmek istediğim ürün mercimek nedeni ise 1990’lı yılların başında dünya mercimek üretiminde ilk sırada yer alan Türkiye, son yıllara gelindiğinde hem üretim kapasitesinde azalmaya gitmiş hem de dünya sıralamasında Kanada ve Hindistan’ın gerisine düşmüş. Kanada bizden sonra üretime başlamış olmasına rağmen şuan dünya üretiminin %50’sini gerçekleştirmektedir. Bir başka ilginç veri ise mercimek ithalatımız ve ihracatımız arasında mevcut olan dış ticaret açığımızdır. Yurtdışından ucuz mercimek alınmakta ve dışarıya pahalı mercimek satılmaktadır. Her ne kadar üretimde 3. Sırada yer alıyor olsak da, birinci sırada yer alan ülkede bizden 10 kat daha fazla üretim yapılıyor olması, kat etmemiz gereken çok yolun olduğunu göstermektedir.

Üretimde ilk sıralarda yer alan iki ürünümüze değinmek bile yaşadığımız sorunları göz önüne serebiliyor. Bu kadar çok çeşitliliğin olduğu bir ülkede, elimizde mevcut olan imkanların ülke yararına uygun bir şekilde kullanılamıyor olması üzücü. Tarım ve gıda üretimi bir ülkenin vazgeçilmezidir. Üretimimizi ve sektöre olan desteklerimizi gözden geçirmek ve akılcı çözümler bulmak zorundayız. Aksi takdirde dışa bağımlı olarak yaşamaya mahkum oluruz.

ETİKETLER; Karadeniz Ekonomi

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar