7.05.2022

Nerede Kalmıştık?

Bazılarımız için her ne kadar bayram devam ediyor olsa da birçoğumuz işimizin başına döndük.

 

Keyifli ve huzurlu bir bayramın ardından günlük sorunların tekrar içindeyiz. Geçen hafta gündemi oluşturan verilere baktığımızda bu haftanın konusunu tahmin etmek çok da zor olmayacak. Çarşamba günü FED’ faiz artışı ve hemen ardından TÜİK enflasyon verisi.

FED enflasyon ile yapacağı mücadelede herhangi bir yön değişikliği yapmasa da piyasalara pozitif mesaj vermeyi başardı. Son 20 yılın en yüksek faiz artışını gerçekleştirdi fakat şimdilik artışların 0,50 puan ile devam edeceğini ve 0,75’lik oranın gündemde olmadığını bildirdi. En azından önümüzdeki 2 toplantı aynı şekilde devam kararı var. Asıl amacın enflasyonu %2 seviyesine çekmek olduğu ve bunun için gereken tüm önlemlerin alınacağı bildirildi. Enflasyon üzerinde Ukrayna – Rusya savaşının etkisinin olduğu, fiyatların normalden daha hızlı artış gösterdiği açıklandı. FED’in kararı öncesi düşüş gösteren dolar endeksi, karar sonrası artış göstererek, olumlu algılamanın sinyallerini vermiş oldu.

Bu kararlar gelişmekte olan ülkeler yani bizim statümüzdeki ülkeler için ne anlama geliyor? Bu kararlar dışarıdan yatırıma ihtiyacı olan, enerji bağımlılığı yüksek, ithalata dayalı bir ekonomisi olan ülkeler için koşulların daha da zorlaşacağı anlamı taşıyor. Bu durumdaki ülkeler için risklerin yüksek olduğunu kabullenmek gerekiyor. Bizim aksimize gelişmekte olan birçok ülke bu duruma Ağustos ayından itibaren faiz artışları ile önlem almaya çalıştı. Bizdeki durum ise malum, faiz indirimleri ve sonrasında sabit devam eden bir faiz oranı. Savaşın etkileri ve dünya üzerinde mevcut gıda enflasyonu yurtdışındaki ülkelerde mevcut enflasyonu açıklıyor olabilir fakat %70’e dayana bir enflasyonu açıklamaya yetmeyecektir.

Merkez Bankası % 23,2 olan yılsonu enflasyon tahminini % 42,8 olarak revize etti. Birçok ülkenin revizyon açıkladığı böyle bir dönemde bunun sorun olmayacağı düşünülebilir fakat sapmanın bu kadar fazla olması biraz düşündürücü. Son yıllarda açıklanan OVP’larda enflasyon % 5 olarak öngörülür fakat bu hedefin gerçekleştiği görülmezdi. Gerçekçi tahminler yapmak piyasaların veya sektörlerin kendi bilançolarını revize ederken daha gerçekçi davranmalarına yardımcı olacaktır. Pandeminin etkisini henüz üzerinden atamamış olan piyasanın, üzerine ne zaman sona ereceği şu an için belli olmayan bir savaş döneminde; bir de göstergelerdeki belirsizlik ileriye dönük planlama yapmak yerine günü kurtarmak için hareket etmelerine neden olacaktır. Bu da ihracatta ve dış ticaret açığında yakalanması planlanan hedeflerin çok uzağında kalabileceğimizin sinyalleri olacaktır.

Nisan ayı için açıklanan enflasyon rakamları TÜFE yıllık % 69,97, aylık % 7,25; ÜFE’de ise yıllık % 121,82 , aylık % 7,67 olarak açıklandı. Mart ayındaki rakamlar ise TÜFE yıllık % 61,14, aylık % 5,46; ÜFE’de ise yıllık % 114,97, aylık % 9,19 olarak gerçekleşmişti. Merkez Bankası’nın revize etmiş olduğu yılsonu enflasyonunun % 42,8 olduğu düşünülürse yaz aylarında düşüş beklentisi olduğu düşünülüyor. Peki bu beklentinin olması için gerekli koşullar mevcut mu? Enflasyonla mücadele için Merkez Bankası ve Maliye Bakanlığının aldığı önlemler paketinde olanlar; Liralaşma stratejisine vurgu yapılması, faiz indirimlerinin doğru olduğu inancı ve faiz oranlarının sabit tutulma kararı, makro politika uygulamaları, enflasyon korumalı tahvil için çalışmaların yapılması ve gıda enflasyonunun engellenmesi için anlık takiplerin yapılacak olması.

Gıda enflasyonunun bu denli yüksek olduğu bir ortamda alınan bu önlemlerin yeterli olacağı kanaati pek oluşmuyor. Enerjiye olan bağımlılığımız ve enerjideki fiyat artışlarının enflasyona olan yansıması gıda fiyatlarının ister istemez artmasına sebep olacaktır. Parasal genişleme ile sağlanmaya çalışılan büyümenin üretime yönelik olan iyileştirmelerle sağlanması öncelikli hedef olmalıdır. KDV indirimi ve benzeri yöntemler kalıcı, sürdürülebilir istikrarı yakalamamıza yardımcı olmayacaktır. Kalıcı çözüm için uygulanacak olan yöntemler hepimizi zorlayacak fakat ertelemek bu durumu daha da zorlaştıracaktır.

Tüm bu gelişmelerin dışında anne olan veya olmayan, her fırsatta toplumu sevgi ile kucaklayan, tüm değerli kadınlarımızın anneler gününü kutlarım.

ETİKETLER; Karadeniz Ekonomi

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar